20 Ağustos 2010 Cuma

"MEMLEKETİN BİRİNDE HOPTİRİNAM" DURUMLARI - 07.04.2010

Memleketin Birinde ve Hoptirinam büyük gülmece ustamız Aziz Nesinin ilki 1953, ikincisi 1960 yılında yayımlanan kitaplarının adıdır. Bu iki kitap, sanırım 1969 yılında, Bilgi Yayınevi tarafından tek kitap olarak basılınca Memleketin Birinde Hoptirinam, Türkiyenin uzun yıllardan beri değişmeyen o trajikomik manzarasını yansıtan özgün bir ad olarak ortaya çıkmıştı.

Aziz Nesin, bize acınacak halimizi göstererek güldüren bir yazardı. Bugün yaşıyor olsa, olan bitenlere bakıp kim bilir neler yazardı?

Son beş-altı gündür hukuk alanında yaşananlar bile tek başına bir gülmece ustasının kaleminde okuyanı hem düşündüren hem de güldüren bir kitaba dönüşürdü.

Şimdi bana, Düşünmekse kafamız düşünmekten zonkluyor, gülmekse aynaya bakıp gülmekten kaslarımız acıyor, kitaba ne gerek var? diye sorabilirsiniz.

O zaman ben de size, Eğer yaşadığımız hayatlar kaleme dökülmezse yarın bir gün doğacak torunlarımız bizleri nasıl tanıyacaklar? diye sorarım. Tarih kitapları insandan ve hayattan söz etmezler ki...

***

Bir süredir daha önce benzeri yaşanmamış olaylara tanık olunuyor ülkemizde. Bir dava düşünün, Anayasal düzeni cebir ve şiddet ile yıkmaya teşebbüs gibi dehşet verici bir suçlamayla açılmış, çoğunluğu emekli general ve albay olan sanıkları tutuklanmış. Avukatlar bu tutuklamalara itiraz ediyorlar, dilekçeler veriyorlar. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Üye Hâkimi Oktay Kuban dilekçeleri inceliyor ve 19 sanık için tahliye kararı veriyor. Gerekçesi: Haklarında kuvvetli suç şüphesini gösteren olguların bulunmaması, bir kısım şüphelilerin mahkemeye sevk edilmeden doğrudan serbest bırakılması, bir kısım şüphelilerin mahkemece serbest bırakılması, bir kısım şüphelilerin avukatların itirazı üzerine mahkeme heyetlerince serbest bırakılması, tutuksuz yargılamanın yargının amacına ulaşmasına engel teşkil etmemesi, yüklenen suçun hukuki vasfının değişmesi ihtimali...

19 sanık özgürlüğüne kavuşuyor. Aradan 17 saat geçiyor, bu kez üç yargıçlık bir heyet, Yo, bu olmaz diyor ve o 19 sanığın yeniden tutuklanmasına karar veriyor. Sanık general ve albaylar birer ikişer gelip teslim oluyorlar.

Aradan üç gün geçmiyor ki adına 3. Balyoz Harekâtı verilen büyük bir gözaltı operasyonu başlatılıyor. 14 ilde 70i muvazzaf 86 asker gözaltına alınıyor. Aralarında her rütbeden general var, albaylar var... Hukuk bu, kimsenin gözünün yaşına bakmaz!

Operasyon kararını Mehmet Berk ve Bilal Bayraktar adlı özel yetkili savcılar vermişler. Fakat pek de yetkili değiller ki İstanbul Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, Hop dedik! deyince operasyona ara veriliyor”. Ama içeri alınanlar hâlâ içerdeler.

***

Köşe yazarları ise serbest bıraktırıcılardan ve gözaltına aldırıcılardan yana olmak üzere ikiye ayrılmışlar, demokrasi ve hukuk adına karşılıklı atışıyorlar.

Bu arada Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanvekili olaylara ilişkin Ankarada, sokakta televizyonculara açıklama yaparken arkada bir yurttaş, Bu ülkede hukuk yok! diye bağırıyor. Polisler adamcağızı derdest edip gözaltına alıyorlar. Sonra bir açıklama geliyor, Adamın akli dengesi bozukdiye. Bu memlekette kim akıllı, kim deli bilinemiyor artık.

Tam anlamıyla Memleketin birinde hoptirinam durumları yani.

Hiç yorum yok: