20 Ağustos 2010 Cuma

CUMHURİYET HALK PARTİSİ'NİN DRAMI - 16.05.2010

Deniz Baykalın kendisine ve yakın bir kadın milletvekili arkadaşına düzenlenen bir komplo sonucu genel başkanlıktan ayrılması, milyonlarca insanın gönül ve umut bağladığı Cumhuriyet Halk Partisinin örgüt olarak içinde bulunduğu acıklı durumu ortaya koydu.

Bir kez daha görüldü ki CHP, üyelerinin ve kadrolarının siyasal geleceği liderlerinin iki dudağı arasından çıkacak bir çift söze bağlı olan antidemokratik-merkeziyetçi bir lider partisidir.

Genel Başkan istifa etmiştir. Dışarıdan göründüğü kadarıyla örgüt bu istifayı istifa olarak algılamamakta, bunu geçici bir durum olarak değerlendirmekte, onun bir hafta sonra yapılacak kurultayda yeniden aday olacağına inanmaktadır. Koskoca örgütün içinden Baykalın yeniden aday olmaması olasılığını düşünerek, O olmazsa ben olurum! diyen, diyebilen tek kişi çıkmamış, çıkamamıştır.

Bu durumda görünen odur ki ya Baykal yeniden aday olup kendini seçtirecek ya da bir kişiyi aday göstererek ona genel başkanlık yolunu açacaktır. CHPnin bugünkü tek sesli yapısı başka bir seçeneği olası kılmamaktadır.

Bu, ‘sol bir parti olma savındaki bir siyasal yapılanma için acıklı bir durumdur.

***

Sol partilere gerekli düşünsel dinamizmi, örgüt içinde oluşacak sağdan sola farklı kanatlar kazandırır. Bu kanatlarda üretilecek düşünceler, öneriler, tartışma sonuçları merkezde toplanarak bir kurul tarafından değerlendirilerek kısa, orta, uzun erimli merkezi eylem programları olarak örgüte sunulur. Üyeler kanatları, kanatlar merkezi, merkez de örgütü besler. Bu döngü partinin ülke sorunlarına bakışını yeniler, toplumun sorunlarına somut çözüm önerileri getirir, örgütü düşünsel olarak zinde ve canlı tutar.

Bu döngüyü hayata geçirmenin baş koşulu parti içi demokrasi ve çoğulculuktur.

CHPde olmayan, bugünkü yönetim kadrolarının olmasını istemedikleri bu çağdaş niteliklerdir. Bu nedenledir ki her türlü parti içi muhalefet daha uç verirken ezilmiş, tasfiye edilmiş, parti bir adam yeme aygıtına dönüşmüştür.

Kendini evrensel ölçütleri temel alarak yenileyemeyen, dönüştüremeyen, çağdaşlaşamayan CHP, Türkiyeyi de yenileyemeyecek, dönüştüremeyecek, çağdaşlaştıramayacaktır.

Bunu görerek CHPden uzaklaşmış ya da uzaklaşmakta olan geniş kitleler Deniz Baykalın istifasını Her şerden bir hayır doğar bağlamında yeni bir başlangıca yol açacak bir durum olarak değerlendirirken, toplumun sesine kulaklarını tıkayan parti kadroları ve örgüt, ona her gün Geri dön! çağrıları çıkarmaktadır.

Tek sesliliğin tutsağı olan parti bir kez daha toplumla ters düşmekte, karşısına çıkan önemli bir olanağı elinin tersiyle itmektedir.

Bu, CHPnin dramıdır.

***

İktidarın olumlu-olumsuz attığı her adıma karşı çıkarak yapılan muhalefet bir partiyi iktidara taşımaz. Siyasal savaşımı iktidarla her alanda bir kayıkçı kavgasına dönüştürmesi, toplumun geniş kesimlerini kendinden soğutmakta, uzaklaştırmaktadır.

Parti kadroları içinde Demokratikleşme, Güneydoğu ve Kürt Sorunu konularında olduğu gibi hayatın her alanında var olan sorunları irdeleyecek ve çözüm önerileri üretebilecek yetenekte insanlar bulunmaktadır. Ne yazık ki bu insanlar suskunlaştırılmışlar, hazırlanan raporlar çekmecelere kilitlenmiştir.

Bu haliyle CHP, topluma belli birkaç konu dışında fikirsiz bir parti görüntüsü vermektedir.

Kendisi, Adaylığı düşünmüyorum dese de Kemal Kılıçdaroğlu, Deniz Baykalın geri dönmemesi durumunda potansiyel bir genel başkan adayıdır. Şansı nedir? Yarınki yazımızda bu konunun üzerinde duralım.

Hiç yorum yok: