20 Ağustos 2010 Cuma

68'İ ANLAYAMAMAK - 16.06.2010

Murat Bardakçının hazırlayıp Haber Türk TVde Pelin Batu ve Erhan Afyoncu ile birlikte sundukları Tarihin Arka Odası programını zaman zaman izliyorum. İzleyicilerin tarih bilgilerini sınamalarına, bilmediklerini öğrenmelerine olanak veren yararlı bir popüler tarihprogramı olarak değerlendiriyorum. Fakat kimi zaman konuşmalar konu dışına, bunun da ötesinde sunucuların uzmanlık alanları dışına kayıyor, izleyicilerin tepkisine neden olan yorumlar yapılıyor. Bu konuda Pelin Batuyu dışarıda tutarak bir iki örnek vermek istiyorum.

Tarihini anımsamıyorum, bir programda Murat Bardakçı, Melih Cevdet Anday iyi şair değildir diyor. Cümlesine Bence diyerek başlasa, kimsenin bir itirazı olmayacak, kişisel yorumudur denip geçilecek. Fakat hayır! Bunu bir mutlak gerçek, toplumca genel kabul görmüş bir ortak yargıymışçasına savunuyor. Bu da yetmiyor edebiyat eleştirisinde en yapılmaması gerekeni yapıp Andayın şiirini Divan şairlerininkilerle kıyaslıyor.

Geçen hafta da cumayı cumartesiye bağlayan gece sözü 68e getirip, 68 kuşağı memlekete ne kazandırmıştır sorusunu attı ortaya. Soru öylece ortada kalsaydı üzerinde durmak gerekmeyebilirdi, fakat Hiçbir şey! diyerek sorduğu soruyu yanıtlayınca izleyicilerin tepkisini çekti. Tepkiler artınca da ortada ne Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnanın zavallılıkları, ne 68li gençlerin beceriksizlikleri”, ne de TÜSİADçılıkları kaldı.

Bir kez daha görüldü ki söz, modern edebiyat, toplumsal olaylar”, feminizm ya da çevrecilik gibi kendi uzmanlığı dışında kalan, hayatın farklı alanlarından çağcıl konulara geldi mi Murat Bardakçı yanlışlar yapıyor. Bu konularda bilgi ve donanım yetersizliğinin farkına varıp susacağı yerde yanlışlarında direniyor; bununla da kalmayıp kendisini dinleyen izleyicileriyle didişiyor. Bu bağlamda Murat Bardakçı bu davranışlarıyla, bilgi sahibi olmadan fikir sahibiolunmamasına ilişkin Sevgili Uğur Mumcudan bize miras kalan söylemin ne kadar doğru olduğunu ortaya koyuyor.

Murat Bardakçı 1955 doğumludur. 1968 yılında 13 yaşında bir çocuktu, o günlerde ne olup ne bitiyor, algılayamaması çok doğaldır. Fakat bugün yaşını başını almış bir adamdır, üstelik de tarih uzmanıolarak medyada ekran sahibidir. Konuştuklarının, söylediklerinin, yargılarının iler tutar bir yanı olması gerekmez mi?

Bardakçı, 68 Hareketinin Türkiyede de Batıdaki benzerleri gibi üniversitede reform talebiyle ortaya çıktığını, klasik anlamda tümüyle sol bir hareket olmadığını, içinde çıkışındaki somut talepler doğrultusunda liberal, hatta muhafazakâr unsurlar barındırdığını bilmiyor olabilir mi?

68 Hareketinin, ülke genelinde daha sonra tanık olunan şiddet yönelimiyle doğrudan ne ilgisi vardır? Eğer 68 ille de şiddet kavramıyla ilişkilendirilecekse şiddeti ilk uygulayanın Teknik Üniversitede Vedat Demircioğlu adlı bir öğrenciyi pencereden atarak öldüren polis gücü olduğunu Bardakçı hiç mi duymamış?

Bardakçı, Türkiyede emperyalizm mi vardı diye soruyor. ABD-Türkiye arasındaki ikili anlaşmalardan, ülkemizde suç işleyen, sözgelimi bayrak yakan, bayrak çiğneyen, askerimizi tokatlayan ABD askerlerinin Türk yargısı önüne çıkarılamadığından hiç mi haberi olmamış? Başta Vietnam olmak üzere Asyada, Latin Amerikada, Afrikada emperyalizm yoksul ülke ve halkların üzerine çullanırken, on binlerce insan ölürken, Türkiyede bunları protesto eden 68 gençliği ile alay edip Emperyalizm mi vardı diye sormak abes değil midir?

68 kuşağını üniversitelerin en başarılı öğrencileri oluşturuyordu. Bu kuşaktan on binlerce genç ağır baskılar gördü. Kimi asıldı, kimi öldürüldü, kimi okulundan, işinden atıldı. Başta kamu kurumları olmak üzere iş kapıları yüzlerine kapandı. Ayakta kalabilmek, varlıklarını sürdürebilmek için bir bölümü kendi özel işlerini kurdular. Aralarında büyüyenler, varsıllaşanlar olduğu gibi dönen, kendini egemen güçlerin kucağına bırakanlar da oldu. Kimi de bugün aynı coşkuyla, aynı heyecanla barışçı, emekten yana, eşitlikçi ve aydınlık bir dünya için mücadelesini sürdürüyor.

Heterojen bir kuşağı homojen bir yapıymış gibi değerlendirip yargıya varmak doğru değildir. Murat Bardakçının temel yanlışı da buradadır. 68 kuşağının memlekete ne kazandırdığı sorusunun yanıtını bir başka yazımızda vermeye çalışacağız.

Hiç yorum yok: