20 Ağustos 2010 Cuma

BİR KORSANLIK OLAYI - 02.06.2010

Olay açıktır; bir devletin açık denizlerde, kendi karasularının dışında seyreden ve başka ülkelerin bandırasını taşıyan gemilere hangi gerekçeyle olursa olsun silahlı saldırıda bulunması, o gemileri mürettebatı, yolcuları ve yüküyle birlikte gasp ederek kendi limanlarına çekmesi korsanlıktır. Uluslararası deniz hukuku açısından İsrailin eyleminin Somalili korsanların yaptıklarından bir farkı yoktur.

Açık denizlerde seyreden bir gemiye müdahalenin hiçbir koşulu yok mudur? Elbette vardır. Sözgelimi, geminin uyuşturucu, insan ya da silah kaçakçılığı yaptığına ilişkin somut kuşkular varsa ve bu kuşkudan yola çıkılarak uluslararası hukuk temelinde devletlerarası ikili veya çoklu işbirliği kararı alınmışsa bu tür bir müdahalede bulunulabilir. Bu durumda müdahalenin biçimi müdahil devletler tarafından ortaklaşa belirlenir. Yoksa hiçbir devletin tek başına böyle bir karar alma yetkisi bulunmamaktadır.

Ne var ki İsrail köpeksiz köyde değneksiz gezmeye alışmıştır, bu konuda sabıkalıdır.

***

Öte yandan Rotamız Filistin Yükümüz İnsani Yardım sloganıyla yola çıkan deniz ticaret filosunun hedeflerinden birinin de İsrailin uyguladığı ambargoyu delmek olduğu, kampanyanın sözcüleri tarafından birçok kez açıklanmıştır. İsrail ise bu girişimi hükümranlık haklarının ihlali olarak değerlendireceğini, bu girişime engel olacağını ifade etmiştir.

Dolayısıyla gemilerin rotasının İsrailin gösterdiği limana değil de ambargoyu delme hedefi kapsamında Gazzeye yönelmesinin engellemeyle karşılaşacağı önceden bilinen bir durumdu. Uluslararası platformlarda İsraile karşı tepkilerin yükselmesine neden olan da bu durumun İsrailin karasuları dışında ve dokuz ölümle sonuçlanan orantısız bir güçle gerçekleşmiş olmasıdır.

İsrailin hukuk dışı eylemini haklı göstermek için gösterdiği tüm gerekçelerin içi boştur, ciddiye alınacak bir yanı yoktur.

***

Hiçbir hükümet Sivil girişimdir diyerek yüzlerce yolcusu bulunan ve kendi bandırasını taşıyan gemileri somut tehdit oluşturan karasularına korumasız olarak göndermez, göndermemelidir. AKP hükümeti bu basiretsizliği göstermiştir. Bu basiretsizliğin de ötesinde hükümet, söz, tutum ve davranışıyla Rotamız Filistin Yükümüz İnsani Yardım kampanyasını her türlü denetimin dışında bırakmıştır.

Türkiye bandıralı bir geminin gönderinde yeşil zemin üzerinde üç beyaz hilalli Osmanlı bayrağının ne işi vardır? Bu bayrak eski Osmanlı topraklarına doğru yol alan gemilerin gönderine çekildiğinde karşı tarafta ne tür çağrışımlara yol açar, bu düşünülmüş müdür?

Uluslararası sularda seyreden Türk bandıralı gemilerine karşı girişilen İsrail saldırısı toplumda haklı olarak büyük tepkilere neden olmuş, çeşitli kentlerimizde protesto gösterileri düzenlenmiştir. Burada da sorulması gereken sorular vardır. Örneğin, bu gösterilerde açılan yeşil cihat bayrakları ne anlama gelmektedir? Türkler olarak İsrail devletini mi, yoksa Müslümanlar olarak Musevileri mi eleştiriyoruz?

***

Türkiye, AKP hükümeti iktidarıyla birlikte Ortadoğu bataklığına doğru hızla sürüklenmektedir. İsrail ile olan gerginlik de son çözümlemede bu sürüklenişin sonuçlarından biri olarak değerlendirilmelidir. Yarın karşımıza hangi ülke çıkacaktır, bilinememektedir. Bilinen, AKP yönetimi altında ülke ve toplum olarak dingin bir hayatın oldukça uzağında olacağımızdır.

Hiç yorum yok: