“İngiliz ulusuna karşı beslediğim sevgi ve hayranlık duygularımı babam Sultan Abdülmecit’ten miras aldım. Ümidimi Allah’tan sonra İngiltere’ye bağladım.” (Vahdettin, Osmanlı Padişahı)
“Padişah ve benim yegâne ümidimiz, Allah’tan sonra İngiltere’dir.” (Damat Ferit Paşa, Sadrazam)
“Ankara, Sevr Antlaşması’nı kabul etmelidir.” (Tevfik Paşa, Sadrazam, 04.11.1920)
“İngiltere’ye direnip durmak gereksiz ve tehlikelidir.” (Salih Paşa, Sadrazam, 20.08.1921)
“Kendim, kabinedeki arkadaşlarım, Sultan ve geniş bir halk kitlesi adına katiyet ve ciddiyetle temin ederim ki, umumun arzusu İngiltere tarafından idare edilmektir.” (Mustafa Şerif Paşa, Hariciye Nazırı, 16.12.1918)
“General Paraskevopulos’un ordusu, şimdi sürat ve şiddetle harekâta devam eyleyecek olursa, birkaç haftada Ankara önlerinde bulunacaktır. Yunan ordusunun başarısı için dua ediniz!” (Ali Rüştü, Adliye Nazırı, 12.07.1920)
“Anadolu direnişi bir blöftür. Avrupa medeniyeti Anadolu’yu bu zararlı haşereden temizleyecektir. Hüküm galibindir. Medeniyeti temsil eden İngiltere gibi bir devlete itiraz etmek küstahlıktır.” (Rıza Tevfik, ‘Feylezof’, 1920)
“İngiliz mandası istediğinizi bütün İtilaf temsilcilerine, hükümete ve gazetelere bildiriniz.” (Sait Molla, Yazar, Adliye Nezareti Müsteşarı ve İngiliz Muhipleri Derneği Başkanı, 23.05.1919, Belediyelere Genelge)
“Avrupa ile başa çıkmayı asırlardan beri Asya’nın hangi kavmi başardı ki biz başarabilelim?” (06.02.1921) “Bu ükedeki yabancı askerler, Teşkilat-ı Milliye’den bin kere daha iyidir.” (11.11.1920) (Ali Kemal, Yazar ve Nazır)
“Anadolu’da bir patırtı, bir gürültü, kongreler, beyannameler falan, sanki bir şey yapabilecekler. Blöf yapmanın sırası mı? Hangi teşkilatın, hangi kuvvetin var? Bu ne hayal! Kuzum Mustafa, sen deli misin?” (Refik Halit Karay, Yazar, 1919)
“Türkler kendi güçleri ile adam olamaz. İngilizler elimizden tutup bizi kurtaracak.” (21.05.1919) “İstiklâl diye bağıranlar kötü niyetlidir.” (31.08.1919) “Tek çarenin galiplerle uyuşmak ve anlaşmak olacağı bu kafasızlarca ne zaman anlaşılacak?” (23.03.1920) “Yunanistan kısa zamanda Mustafa Kemal kuvvetleri denen çapulcuları tamamen tepeleyecektir.” (08.09.1920) (Ref’i Cevat Ulunay, Yazar-Gazeteci)
“Ayaklanma için sebep yoktur. Fransızlar bizim iyiliğimizi istiyorlar.” (Abdurrahman Bey, Adana Valisi, 05.11.1920)
“Padişahın izni olmadan, yabancı askerlere karşı duranları, asker ve para toplayanları tek tek veya topluca öldürmek İslamın gereği ve görevidir.” (Dürrizade Abdullah, Şeyhülislam, 1920. Fetva)
***
Olağanüstü günler yaşadığımız, sınırsız demagojik saldırılarla boğuştuğumuz bugünlerde, geçen yüzyılda kalmış, fakat uzantıları günümüze kadar gelmiş küreselci devlet adamlarının, politikacıların, yazarların, gazetecilerin, din adamlarının ulusal bağımsızlığa ilişkin görüşlerini anımsamakta yarar var düşüncesiyle kaleme aldım bu yazıyı. Tanrı bizi bunlar gibilerden korusun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder