20 Ağustos 2010 Cuma

ESKİDE Mİ KALMAK? - 20.06.2010

Bir süredir, büyük olasılıkla adını Mühürdardan Modayakoyacağım bir semt kitabı üzerinde çalışıyorum. Kadıköy-Mühürdar-Moda, 1954-1963 yılları arasında çocukluğumun ve ilk gençliğimin geçtiği, yaşadığım, okuduğum, dolaştığım yerler. Bugün de Modada yaşıyorum.

Geçen hafta Kadıköy Çarşısını, Mühürdar sokaklarını dolaşıp eski anılarımı tazeledim. Modayı zaten yaşıyorum. Kadıköy Çarşısı pek değişmemiş, 1919 yılında Yanyalı Fehmi Sönmezlerin temelini attığı, yemeklerinin tadına doyum olmayan Yanyalı Fehmi Lokantası hâlâ yerinde, ailenin üçüncü kuşağı tarafından yönetiliyor. Hâlâ diyorum, çünkü en geleneksel mekânlar bile yok oluveriyor. Örneğin, çarşı içindeki Şöhret Şekerlemecisi, başka bir semte taşınan, Muvakkithane Caddesindeki Cemilzadeya da Yasa Caddesindeki Fıçı Birahanesi gibi. Yeni Kadıköylüler bir zamanlar çarşılarında bizim anılarımızda yer etmiş bu mekânları bilmiyorlar. Nereden bilecekler ki? Yeni Kadıköylülerin anılarında neyi görüp, neyi yaşamışlarsa onlar yer alacak.

İskele meydanına inip Kadıköyü Modaya bağlayan sahil yolundan Modaya doğru yürüyorum. Tuğlacı Emin Bey Sokağının sağ köşesinde dışarıdan bakıldığında gece kulübü izlenimini veren tek katlı bir yapı var. Burası, canlı müzik eşliğinde yemek yenen, dans edilen bir içkili lokanta, adı da Modaspor. İnsan ister istemez bu nasıl addır, diye soruyor. Çünkü insanlar burasının bir zamanlar basketbolda Türkiye şampiyonlukları kazanmış, su topunda, yüzmede birçok şampiyon yetiştirmiş olan Modaspor Kulübünün lokali olduğunu, içinde o yıllarda da dans partilerinin düzenlendiğini fakat sporun hep öne çıktığı bir mekân olduğunu bilmiyorlar. Bizim kuşağın anıları ile yeni kuşakların anıları birbiriyle örtüşmüyor. Biz anlatıyoruz, yazıyoruz, geçmişe meraklı olanları anlattıklarımızı dinliyor, yazdıklarımızı okuyor. Yarın bir gün onlar da eski kuşak olacaklar, geleceğin yeni kuşaklarına kendi anılarını aktaracaklar.

***

Eskiden Mühürdar Caddesi Mühürdar Bahçesine açılırdı, Mühürdar Gazinosu da bu bahçenin altındaydı. Şimdi yol Modaya çıkan Yeni Fikir Sokağının ağzına kadar geliyor. Beton yapılanma daha ileri gitmeye izin vermiyor; ayrıca bahçe de, gazino da uzun zamandır yoklar. Yapılaşmaya teslim olmuşlar, izleri bile kalmamış.

Fenerbahçe Spor Kulübünün kesin adının Mühürdar Bahçesinde konulduğunu, ünlü mizah gazetesi Karagözün kuruluşunun aynı bahçede gerçekleştiğini, Nâzım Hikmetin 1951in Haziran ayında yurtdışına çıkmadan önce eşi Münevver Hanım ve bebekleri Mehmet ile birlikte dostları Müzehher Va-Nu ve Zekeriya Sertelle Mühürdar Bahçesinde buluştuklarını, bir daha dönemeyeceği İstanbulun siluetini son kez oradan seyrettiğini bugün kim biliyor?

Cem Sokaktaki Efes Pilsen Kulübünün yerinde daha önceleri Kadıköyspor Kulübünün olduğunu, oradaki Kadıköyspor açık hava sahasının açılışını İstanbul basınının 12 Temmuz 1953 günü 32 bin lira harcanan saha Yakın-Şarkın en büyük açıkhava sahasıdır, geceleri de 12 bin vatlık reflektörlerle aydınlatılabilmektedir diye duyurduğunu bugün kim anımsıyor. Modalı, Kadıköylü çocuklara, gençlere basketbol zevkinin, zamanında Türkiyenin en önde gelen basketbol takımlarından olan Kadıköysporun bu açık hava sahasında aşılandığını ancak bizler, o günleri yaşayanlar, basketçi ağabeylerinin antrenmanlarını, maçlarını izleyenler biliyor.

***

Moda İskelesine iniyorum. Eskiden kumsalla çevriliydi Moda Koyu, şimdiyse kumsalların yerinde yürüyüş yolları, yürüyüş yollarıyla deniz arasında iri kaya parçaları var. Denizin karaya vururken çıkardığı ses bile değişmiş, dinlerken insanın içini dinginleştiren o hışırtının yerini şap şap diye bir ses almış. Ortada ne Salih Reisin kayıkhanesi ne İbrahim Ustanın küçük çekçeki ne de İhsan Amcanın Moda Plajı kalmış. Ne yalan söyleyeyim, o eski güzel günleri özlüyorum. Buna Eskide kalmak denirse, razıyım eskilerde kalmış olmaya.

Hiç yorum yok: