TRT Türk’ün hazırladığı “Kentler ve Gölgeler” programı kapsamında bir Nikolay Vasilyeviç Gogol (1809-1852) belgeseli için iki gündür Ukrayna’nın başkenti Kiev’deyim. Yapımcı-yönetmen Cihan Yavuz ve kameraman Fatih Öztürk’le birlikte sokak sokak dolaşıp 19. yüzyıl Rus edebiyatının Ukrayna asıllı bu büyük ustasının izlerini arıyoruz. Gerçekten de hiç öngörmediğimiz bir yerde, sözgelimi bir duvarda kabartma ya da bir parkta görkemli bir heykel olarak karşımıza çıkıyor Gogol. Ukraynalılar, “daha fazla tüketim” saplantılı kimi genç kadınlarının yaydığı olumsuz izlenimlere karşın bilgili, donanımlı insanlar. 46 milyonluk nüfusunda 6 yaş altı çocuklar dışında okuma yazma bilmeyen yok. Ukrayna 603 bin 700 kilometrekarelik yüzölçümü ile Rusya’dan sonra Avrupa’nın en geniş topraklara sahip ülkesi. Ne var ki bağımsız bir devlet olarak sahneye çıktığı 24 Ağustos 1991 tarihinden bu yana ekonomik sıkıntılarla boğuşuyor, kişi başına düşen ortalama yıllık gelir yalnızca 3 bin 920 Amerikan Doları. Dolayısıyla satın alma gücü oldukça düşük. Mağazalarda ise en basitinden en lüksüne kadar her türlü tüketim malı bulunuyor. Bu bağlamda, bizi Kiev’de dolaştıran taksinin şoförü Konstantin’in, “Sosyalizm sonrası hayatından hoşnut musun” soruma verdiği yanıtı buraya aktarmadan geçemeyeceğim. “Benim için pek değişen bir şey olmadı. O zaman cebimizde para vardı, fakat, diyelim canımız muz istedi, bulamazdık. Şimdiyse her manavda muz var, ama bizde alacak para yok!” Bu gerçeğin yanında yüz binlerce dolarlık en lüks dörtçeker araçlar kullanan, bol para harcayan varsıl bir kesimin varlığı da bir gerçek. Bu kesimle dar gelirli çoğunluğun arasında giderek bozulan denge, derinleşen uçurum, “turuncu devrim” adıyla anılan, ABD-AB güdümlü “daha fazla liberalleşme”, ya da bir başka deyişle “Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler!” serüvenine son genel seçimlerde bir nokta konulmasına yol açmış. Kiev, kuruluş yılları 430-460 arasına uzanan, mimari estetiği, geniş bulvarları, büyük alanları ve görkemli yapılarıyla albenisi olan bir kent. Ortodoks yoğunluğunu yansıtan çok sayıda kilise var; kent bu nedenle “Kuzeyin Kudüsü” olarak da biliniyor. Merkez nüfusu 2 milyon 700 bin, çevreyle birlikte bu sayı üç milyonu aşıyor. Kiev Üniversitesi 1834 yılında kurulmuş, ayrıca 99 yüksekokul var kentte; bu da Kiev’e canlı, renkli bir “öğrenci kenti” havası veriyor. Kısacası Kiev, Prag gibi, Floransa gibi görülmeye değer bir kent. *** Tüm yapıtları dilimize çevrilen Gogol’ü özellikle “Neva Bulvarı”, “Palto”, “Burun”, “Müfettiş” gibi öykülerinden, “Ölü Canlar” romanından ve Genco Erkal’ın usta oyunculuğuyla belleklerimize kazıdığı “Bir Delinin Hatıra Defteri” oyunuyla tanıyoruz. Kendini “Puşkin’in öğrencisi” olarak tanımlayan Gogol tüm yapıtlarında yoksul köylülerin, küçük memurların, alt rütbeli subayların “insanlık durumlarını”, onların zenginlerle, amirleriyle, üniformalı ya da üniformasız yüksek bürokratlarla, soylularla sorunlu ilişkilerini işler. Bunu alaysı, sivri bir dille yapar. Bu nedenle başına gelmedik baskı kalmamış, sonunda kurtuluşu yurtdışına gitmekte bulmuştur. “Ölü Canlar” romanını da uzun süre yaşadığı Roma’da yazmıştır. Dostoyevski’nin “Hepimiz onun Palto’sundan çıktık” diyerek övdüğü Gogol yeniden Rusya’ya, St. Petersburg’a döndüğünde I. Nikola Çarlık tahtında oturmaktadır. Bu dönemde uğradığı baskılar, “vatana ihanet” suçlamaları eskiyi aratacak düzeydedir. Bunalıma girer, kiliseye yaklaşır. Yaratıcılığını yitirir. Paranoya belirtileri gösterir, sanrılar görür, doktorlar şizofreni başlangıcı tanısı koyarlar. “Ölü Canlar”ın tamamladığı ikinci cildini bir papazın önerisi üzerine yakar. Bu zor yılları 10 yıl kadar sürer. 1852 yılı başında dine bağlılık adına başladığı katı oruç bedeninde onarılmaz yıkımlara yol açar ve oruçtan çıktıktan iki ay sonra 42 yaşında ölür. Türkiye’de üç gündür olan bitenleri televizyondan izliyorum. Orada onlar olurken, benim burada Gogol’ün izini sürmem ilk anda bana da aykırı bir durum gibi geliyor, ama değil, ustayı daha dikkatli okuyunca yazdıklarını biraz da günümüz Türkiyesi için yazmış sanki, diyor insan.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder