4 Temmuz 2008 Cuma

TOPLUMUN DİNCİLEŞTİRİLMESİ - 05.12.2007

Türkiye’de din eğitiminin düzen partileri tarafından siyasal çıkarları doğrultusunda araçlaştırılmasının düzenin dincileştirilmesi sürecinde önemli payı vardır. Bu süreçte, dinci partilerin ‘arka bahçe’ olarak gördükleri İmam Hatip Okulları/Liseleri’ne büyük bir rol düşmüştür. 1946’da çok partili siyasal yaşama geçilmesinden itibaren iktidara gelen tüm partiler ve liderleri yeni İHO/L açarak bu rolü desteklemişlerdir. Şampiyonluk ise 327 İHO/L ile açık ara Süleyman Demirel’dedir.

Öbürlerine de bir göz atalım: Demokrat Parti/Adnan Menderes 19, Cumhuriyet Halk Partisi/İsmet İnönü 7, Cumhuriyet Halk Partisi-Milli Selamet Partisi/Bülent Ecevit-Necmettin Erbakan 33, Cumhuriyet Halk Partisi/Bülent Ecevit 33, 12 Eylül Dönemi 35, Anavatan Partisi/Turgut Özal 90, Anavatan Partisi/Mesut Yılmaz 23, Doğru Yol Partisi/Tansu Çiller 13.

Bu okulların sayısı 2001 yılında 600’ken 2002-2003 öğretim yılında 558’e, bir sonraki öğretim yılında da 536’ya düştü, bu okullarda eğitim gören öğrenci sayısı ise 64 bin 534’tü. Fakat Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 2004 genel seçimleri öncesinde ‘katsayı uygulaması değişecek’ vaadinde bulunmasının ardından bu sayı yüzde 35’lik bir artışla 97 bine ulaştı.

***

Varlıklarını büyük ölçüde din temeline dayayanlar bir yana, ‘laik’ geçinen öbür partiler ve liderleri Türkiye’nin bu kadar yüksek sayıda imama ve hatibe gereksinimi olmadığını bilmiyorlar mıydı? Elbetteki biliyorlardı, fakat oportünizm/popülizm öyle bir virüstür ki bünyeyi bir sardı mı kurtulmak olanaksızdır. Yoksa siz ‘laik’ geçinen partilerin taban yöneticilerinden, üyelerinden liderlerine, “Ne yapıyorsunuz? Hangi amaca hizmet ediyorsunuz?” yollu bir itiraz yükseldiğini duydunuz mu?

Toplumu dincileştirme sürecinde eğitime ilişkin olarak atılan başka adımlara da bir göz atalım. İmam Hatip Liselerinin orta kısımlarının yeniden açılması 1973-1974 öğretim yılında Bülent Ecevit’in başbakanlığındaki CHP-MSP koalisyonu zamanında gerçekleşmiştir. 12 Eylül 1980 darbesinin lideri Kenan Evren’in şefliğindeki askeri cunta da İmam Hatip Lisesi mezunlarına diledikleri fakülteyi seçme hakkı tanımış, halka zorla dayattıkları Anayasa’nın 24. maddesiyle din eğitimini devlet güvencesi altına almış, seçmeli olarak okutulan din derslerini ilk ve orta dereceli okullarda zorunlu kılmıştır. Oldukça ilginç bir ‘laiklik’ anlayışları vardı Atatürk’ü ağızlarından düşürmeyen cuntacıların!

1996-1997 öğretim yılında İmam Hatip Liselerinde 214 bin öğrenci okuyordu. 28 şubat 1997 tarihli Milli Güvenlik Kurulu’nun tavsiye kararı üzerine bu okulların orta kısımlarının kapatılmasına giden süreç başladı ve 16 Ağustos 1997 günü ‘sekiz yıllık eğitim’e ilişkin yasa yürürlüğe girdi. Yıllar içinde yüz binlerce kız ve erkek öğrenci İmam Hatip Lisesi hocalarının ‘rahle-i tedrisi’nden geçti, büyük çoğunluğu inançlı ve kararlı ‘İslam militanı’ olarak topluma karıştı, önemli bir bölümü de üniversite ve yüksek okullarda öğrenim görerek siyaset, ekonomi, kültür hayatının çeşitli alanlarında görevler üstlendi.

Bugün toplumumuzda bir ‘dincileşme’ sürecinden söz ediyorsak, bu, son 57 yılda iktidara gelmiş tüm partilerin ortak eseridir. Parsayı ise Adalet ve Kalkınma Partisi toplamaktadır. Son genel seçimlerdeki yüzde 47’lik başarısının bir nedeni de budur.

Umut ışığı nerededir, arıyoruz.

Hiç yorum yok: