6 Aralık 2009 Pazar

AÇILIM GÖRÜŞMELERİ - 15.11.2009

TBMM’de Cuma günü yapılan ve 6,5 saat süren “Demokratik Açılım” görüşmelerinde ilk konuşmayı yapan İçişleri Bakanı Beşir Atalay, AKP iktidarının konuya ilişkin attığı ve atacağı adımların neler olduğuna ilişkin ilk somut ipuçlarını verdi. Atılan adımlar şöyle: TBMM’ne sunulan, “18 yaş altındaki çocukların Çocuk Mahkemelerinde yargılanmalarını sağlamaya yönelik yasa”. Kısa bir süre önce yürürlüğe giren “cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin yakınlarıyla anadillerinde görüşmelerine olanak sağlayan yönetmelik”, üç gün önce Resmi Gazetede yayınlanan, “özel televizyonların farklı dil ve lehçelerde yirmi dört saat yayın yapmasına olanak veren yönetmelik değişikliği”.

Kısa erimde atılması düşünülen adımlar ise, “yurttaşlarımızın kullandığı farklı dil ve lehçelerle ilgili üniversitelerde araştırmalar yapılması, enstitüler kurulması, seçmeli ders konulması” gibi uygulamalar. “Doğu ve Güneydoğu’da günlük yaşamın kolaylaşmasına yönelik olarak, fakat terörle mücadeleyi aksatmayacak şekilde yol kontrollerinin azaltılması, yayla yasaklarının kaldırılması”. “Yurttaşlarımızın toplumsal yaşamlarında farklı dil ve lehçelerin kullanmalarının önündeki engellerin kaldırılması”.

Orta erimli önlemlere gelince: “Anayasanın her türlü ayrımcılığı yasaklayan 10. maddesinin etkin duruma getirilmesi için bağımsız bir Ayırımcılıkla Mücadele Komisyonu” kurulacak. “Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı bağımsız ve sivil bir İnsan Hakları Kurumu” oluşturulacak. “İşkence ve kötü muamelenin önlenmesi için İşkenceye Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nin ihtiyari protokolü onaylanıp ardından da bir yıl içinde Ulusal Önleme Mekanizması” hayata geçecek. “Başta insan hakları ihlalleri olmak üzere kolluk güçleri hakkındaki şikâyetlerin incelenmesi, izlenmesi ve sonuçlandırılmasına yönelik olarak Bağımsız Kolluk Şikâyet Mekanizması” kurulacak. “Çeşitli nedenlerle asları değiştirilen yerleşim birimlerine, yerel istem olması durumunda, mevzuat hükümlerine uygun olarak eski adlarının verilebilmesine olanak sağlanacak” ve “siyasal partilerin seçim çalışmalarında yurttaşların kullandıkları farklı dil ve lehçelerde de kendilerine seslenebilme olanağı verecek çalışmalar yapılacak.”

***

Demokratik açılım önlemleri ya da yol haritası eğer İçişleri Bakanının TBMM Genel Kurulu’nda sıraladığı bu adımlarla sınırlı ise demokrasi, özgürlük, yurttaş eşitliği ve insan haklarından yana olan birisi için bunlara karşı çıkmanın inandırıcı bir gerekçesi olamayacağını düşünüyorum.

Öte yandan hem İçişleri Bakanı hem de Başbakan Genel Kurul’a ve televizyon başında kendilerini izleyen milyonlara “üniter devlet yapısının”, “toprak bütünlüğünün”, “Türkçenin resmi dil olmasının” başlayan süreçte tartışma konusu yapılmayacağına dair güvence vermişlerdir. Kürtçe bağlamında “ana dilde eğitim” ise hiç söz konusu edilmemiştir.

Tüm bunlar göz önüne alındığında muhalefetin ileri sürdüğü “bölücülük” , “ayırımcılık” savları ne ölçüde geçerlidir? Estirdiği milliyetçilik rüzgârından beslenen MHP’nin tavrı anlaşılabilir, fakat Kürt sorunu üzerine çok daha önce kafa yormuş, kapsamlı raporlar hazırlamış, çok daha ileri önerilerde bulunmuş CHP’nin aynı savlara sarılmasını anlamak mümkün değildir.

Sağ bir partiyi sağcılaşarak sağdan aşmaya çalışmak sosyal demokrat olma iddiasındaki bir partiye hiçbir kazanım sağlamaz, tam tersine bu yaklaşım TBMM’deki ilk görüşmede olduğu gibi CHP sözcüsünü Dersim isyanı ve kıyımını terörle mücadeleye örnek göstermeye varacak ölçüde yanlışlıklara götürür, dayandığı kitleleri kendinden uzaklaştırır.

***

Başkaları ne der, ne düşünür bilemem, fakat Cuma günkü TBMM görüşmelerinde en derli toplu ve aydınlatıcı konuşmayı Demokratik Toplum Partisi Genel Başkanı Ahmet Türk yapmıştır. Hamasetten ve kışkırtıcılıktan uzak soğukkanlı konuşmasında Kürt sorununun ortaya çıkışını, çıkış nedenini, hangi koşulların PKK’yı, terörü doğurduğunu örnekleriyle anlattı. Keşke hazır yeri gelmişken bir süre önce Mahmur ve Kandil’den gelenlere düzenlenen o abartılı karşılama törenlerine ilişkin bir özeleştiri yapsaydı, yapabilseydi.

(dkavukcuoglu@superonline.com) (www.denizkavukcuogluyazilari.blogspot.com)






Hiç yorum yok: