Sayın Başkan,
Doğrudur, İstanbul toplam 44 yıl atanan veya seçilen Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanları tarafından yönetilmiştir. Siz, 1945 doğumlusunuz, üç aylıkken İstanbul’a gelmiş, bu kentte yaşamışsınız. İstanbul’un 1950’lere kadar musluklarından akan suların içildiği, doğası korunmuş, tüm kıyılarından denize girilebilen, banliyö trenleri, tramvayları, dolmuşları ve şehir hatları vapurlarıyla ulaşımın kolayca sağlandığı, eğlence dünyası görgülü, insanlarının yaşantısı “mazbut”, modernleşmekten de geri kalmayan, yaşanası bir kent olduğunu bilmiyor olabilir misiniz?
İstanbul’da bugün yaşanan olumsuzların nedeni olarak CHP yönetimlerini göstermek bu kentin büyükşehir belediye başkanlığını yapan sizin gibi bir kişiye yakışır mı?
14 mayıs 1950 günü Demokrat Parti iktidara gelene kadar İstanbul CHP tarafından atanan, aynı zamanda belediye başkanı da olan beş vali tarafından yönetilmiştir. DP iktidarı, CHP tarafından atanan Fahrettin Kerim Gökay’ı görevden almamış, İstanbulluların “mini mini valimiz” diye andıkları Ord. Prof. Dr. Gökay yedi yıl daha makamında kalmıştır. Cumhuriyetin kuruluş yıllarında ve II. Dünya Savaşı’nın zor koşullarında görev yapan o saygın kişilikleri anımsayalım: Ali Haydar Yuluğ (15 nisan 1923-8 haziran 1924), Emin Erkul (9 haziran 1924-20 ocak 1926), Muhittin Üstündağ (29 ocak 1926-4 aralık 1938), Lütfi Kırdar (8 aralık 1938-16 ekim 1949) ve Fahrettin Kerim Gökay (24 ekim 1949-26 ekim 1957).
***
Sayın Başkan,
Siz, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi mezunu, doktora vermiş, akademik unvan taşıyan bir kamu yöneticisisiniz. Yönettiğiniz kentin estetiğinin bozulmasının, gecekondulaşmanın, İstanbul’un canına okunmasının Demokrat Parti iktidarıyla başladığını, kent yağmasının bizzat dönemin başbakanı Adnan Menderes tarafından yönetildiğini bilmiyor musunuz? O gelişigüzel açılan arterler, o iğdiş edilen meydanlar, o usulsüz istimlâkler DP’nin eserleri değil midir? Yaşanan bu imar rezaletlerine ilişkin gençliğinizden kalma hiç mi anınınız yoktur? Eğer yoksa siz nasıl bir İstanbullusunuz? Gençliğinizi cam fanus içinde mi geçirdiniz? O yıllarda kentte hiç dolaşmadınız mı? Başlayan betonlaşma genç yüreğinizi acıtmadı mı?
Eğer bugün yaşanan acıların sorumlusunu geçmişte arıyorsanız DP tarafından atanan vali ve belediye başkanlarını: Kemal Hadımlı (12 temmuz 1957-5 ekim 1957), Mümtaz Tarhan (29 kasım 1957-11 mayıs 1958), Ethem Yetkiner (14 mayıs 1958-24 aralık 1958), Kemal Aygün 25 Aralık 1958-27 mayıs 1960). 27 Mayıs Milli Birlik Komitesi tarafından atananları: Refik Tulga (27 mayıs 1960-14 haziran 1960 ve 24 eylül 1960-26 şubat 1962), Şefik Erensü (14 haziran 1960-24 eylül 1960). Adalet Partisi’nden seçilenleri: Faruk Ilgaz (12 mart 1968-6 haziran 1968), Fahri Atabey (8 haziran 1968-9 aralık 1973). 12 Eylül Darbecileri tarafından atananları: İsmet Hakkı Akansel (12 eylül 1980-30 ağustos 1981), Ecmel Kutay (30 ağustos 1981-24 eylül 1982), Abdullah Tırtıl (24 eylül 1982-26 mart 1984) ve Anavatan Partili Bedrettin Dalan’ı (26 mart 1984-28 mart 1989) niçin söz konusu etmiyorsunuz?
Sözünü ettiğiniz o 44 yılın 17’sinde görev yapan, İnönü hükümetleri tarafından atanmış Turan Ertuğ, Kadri İlkay, Kamuran Görgün, Niyazi Akı, Necdet Uğur (27 şubat 1962-9 aralık 1963)ile CHP’den seçilmiş Haşim İşcan (10 aralık 1963-11 mart 1968), Ahmet İsvan (14 aralık 1973-11 aralık 1977), Aytekin Kotil (14 aralık 1977-12 eylül 1980) ve Nurettin Sözen’in (28 mart 1989-27 mart 1994) İstanbul’a verdikleri hizmetleri elinizi vicdanınıza koyup inceleyin. Bugün yaşanan sel felaketinde bu başkanlardan hangisinin sorumluluğu vardır? Ad verebilir misiniz? Şu nedenle, diyebiliyor musunuz? Suçlamanızın somut bir dayanağı var mıdır? Eğer yoksa eğer ad veremiyorsanız bu suçlama sizi töhmet altında bırakmaz mı? Niçin bu ağır yükün altına giriyorsunuz?
Sayın Başkan, 27 mart 1994 tarihinden bugüne kadar İstanbul’u sizler yönettiniz. Bugün yaşananların sorumlusu sizlersiniz. Geçmişi sorumlu tutmak sorumluluktan kurtulmanın en çıkmaz yoludur. Doğrudan sapmayın, gerçeğin sillesi çok güçlü olur, unutmayın. İstanbullu sizleri bir daha seçmez, seçmeyecek; bari adınız temiz kalsın.
Saygılarımla,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder