Geçen Pazar günkü yazımdaki İspanya’nın “üniter bir ulus devlet” olduğu görüşüme ilişkin olarak bir akademisyen okurumdan, Sayın Prof. Dr. O.S.K.’dan konuya açıklık getirmemi isteyen bir “uyarı” iletisi aldım. Kendisine teşekkür ediyorum. Gerçekten de bu görüş bir açıklama gerektiriyor. Bu durumda en doğru yöntem İspanya Anayasa’sına başvurmak.
1978 yılında kabul edilen İspanya Anayasası’nın ilk üç maddesi “aynen” şöyle:
“Madde 1/1 : İspanya demokratik ve sosyal hukuk devleti olarak kurulmuştur ve özgürlük, adalet, eşitlik ve siyasal çoğulculuğu hukuk düzeninin en yüksek değerleri olarak benimser.
Madde 1/2: Tüm devlet erkinin kaynağı olan İspanyol halkı ulusal egemenliğin taşıyıcısıdır.
Madde 1/3: İspanyol devletinin devlet biçimi parlamenter monarşidir.
Madde 2: Anayasa, İspanyol ulusunun çözülmez birliğine, tüm İspanyolların ortak ve bölünmez vatanına dayanır; ulusun parçaları olan milliyetleri ve bölgelerin özerklik haklarını tanır, bu hakları ve kendi aralarındaki dayanışmayı sağlar.
Madde 3/1: Kastilya dili İspanya’nın resmi devlet dilidir. Tüm İspanyollar onu öğrenmekle yükümlü ve onu kullanma hakkına sahiptirler.
Madde 3/2: Özerk topluluklarda ve statülerine göre diğer İspanyol dilleri de aynı şekilde resmidir.
Madde 3/3: İspanya’nın dil farklılıklarındaki zenginlik, özellikle dikkat edilmesi ve korunması gereken bir kültür değeridir.”
Madde 1/2: Tüm devlet erkinin kaynağı olan İspanyol halkı ulusal egemenliğin taşıyıcısıdır.
Madde 1/3: İspanyol devletinin devlet biçimi parlamenter monarşidir.
Madde 2: Anayasa, İspanyol ulusunun çözülmez birliğine, tüm İspanyolların ortak ve bölünmez vatanına dayanır; ulusun parçaları olan milliyetleri ve bölgelerin özerklik haklarını tanır, bu hakları ve kendi aralarındaki dayanışmayı sağlar.
Madde 3/1: Kastilya dili İspanya’nın resmi devlet dilidir. Tüm İspanyollar onu öğrenmekle yükümlü ve onu kullanma hakkına sahiptirler.
Madde 3/2: Özerk topluluklarda ve statülerine göre diğer İspanyol dilleri de aynı şekilde resmidir.
Madde 3/3: İspanya’nın dil farklılıklarındaki zenginlik, özellikle dikkat edilmesi ve korunması gereken bir kültür değeridir.”
***
Görüldüğü gibi İspanya, Anayasasına göre resmi dili Kastilya dili (İspanyolca) olan bir ulus-devlettir. Anayasa ülkedeki farklı (ulusal aidiyetleri) “milliyetleri” (Basklar ve Katalanlar) tanımakta fakat onları “İspanyol ulusunun parçaları” olarak kabul etmektedir.
İspanya’nın 17 özerk bölgeden oluştuğu doğrudur, fakat yalnız üç bölgedeki (Bask Ülkesi, Katalanya ve belli ölçüde Galiçya) nüfusta etnik farklılık mevcuttur, dolaysıyla etnik temele dayanan özerklik yalnız bu eyaletler için söz konusudur. Ayrıca Anayasada “federe devlet” kavramı yer almamakta, özerk bölgeler, “muhtar cemaat, cemiyet, topluluk, toplum” anlamına gelen “Comunidades Autónomas” sözcükleriyle anılmaktadır. Fakat esas belirleyici olan Anayasa’nın 145. maddesidir. Bu maddeye göre özerk toplulukların bir federasyon oluşturmalarına izin verilmez. Yasaktır. Özgün metin: “En ningún caso se admitirá la federación de Comunidades Autónomas.”
Bilindiği gibi federal devletlerin oluşması için “federe devletlerin” varlığı önkoşuldur. Bölgesel-yönetsel özerlik ise mutlaka bir “federe devlet” anlamına gelmemektedir. Dolayısıyla, İspanya yürürlükteki anayasal düzenine göre bizim anladığımız anlamda, örneğin ABD, Almanya, Avusturya vb gibi federatif bir devlet değildir. Bu durumda, Anayasa’da belirtilen ulus-devlet niteliği de göz önünde bulundurulacak olursa federatif birliğe izin verilmeyen bir ülkeye “üniter devlet” demek yanlış olmaz sanırım.
***
Köşe yazarı dostum ise hem yukarıda açıklamaya çalıştığım konuya hem de yazılarımda sıkça başvurduğum “ulus” tanımıma takılmış. Bir halkın ulus olabilmesi için mutlaka bir “bayrağı” ve “devleti” olması gerektiğini söylüyor. İran’daki Azerileri bu nedenle ulus olarak kabul etmiyor, “onlar halktır” diyor. Pazar günkü yazımın “hata dolu” olduğu kanısında.
Biz, ilkokuldan başlayarak yüksek öğrenimimizi tamamlayana kadar hep aynı tanımla açıkladık ulus’u. “Ulus ya da millet, aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, tarih, ülkü, duygu, gelenek ve görenek birliği olan insanların oluşturduğu topluluktur,” dedik. İran Azerileri bu tanımın neresine aykırı düşüyor?
Önce öğretmenlerimiz, sonra hocalarımız bize ulusun oluşum koşulları olarak, “toplulukta ortak bir dilin konuşulması, ortak bir tarihsel geçmişe sahip olunması, bir arada yaşayan topluluğun gelecek için de bir arada yaşama inancında olması, topluluktaki bireylerin ortak gelenekleri ve duyguları paylaşması, aralarında kültürel ortaklığın bulunması” gerektiğini anlattılar.
“Bayrak” ve “devlet” koşulları ne zaman çıktı, bunu bilemiyorum, atlamış olmalıyım!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder