30 Eylül 2009 Çarşamba

AYAMAMA DERESİ YA DA BİR TÜRLÜ AYAMAMA - 13.09.2009


Ayamama, 15 yıl öncesine kadar Başakşehir, İkitelli, Mahmutbey, Güneşli ve Yenibosna’dan geçip Ataköy’den Marmara denizine dökülen bir dere, bu kentin zenginliklerinden bir doğa parçasıydı. Açgözlü yerel yönetimler Yamama Deresi’nin yatağını parça parça yağmaya açtılar. Dere, geçen Salı sabahı yağan şiddetli yağmurla çılgına döndü, hapsedildiği beton akaktan kurtuldu, iki yanını kuşatmış yapıların arasından kendine denize ulaşacak bir geçit bulamayınca köpürdü, taştı; önüne geleni silip süpürdü, yuttu, can aldı .

***

Ayamama bir dere, bir akarsu, doğası gereği akacak, sen bunu engellersen günü geldiğinde kanaldı, betondu dinlemeyip taşar, sel olur. Bir doğa yasasıdır bu! O sabah da bu şaşmaz yasa işledi, dere, beton bariyerleri önüne katıp önce Holiday İnn otelini, sonra Cargo Türk’ün, Yurtiçi Kargo’nun, Banvit’in depolarını bastı, daha sonra da 212 Alışveriş Merkezi’ni. Fakat en büyük felaket -başka ad bulunamadığından olacak-, “Osmanlı” adı verilen, 300 kamyonun park ettiği TIR otoparkında yaşandı. Sel sularının sürüklediği araçlar birbirine girdi. TIR şoförlerini uykuda yakalayan sular 13 can aldı.
Başbakan, Vali, Büyükşehir Belediye Başkanı açıklamalar yaptılar, bunun bir “doğal afet” olduğunu söylediler, halka öğüt verdiler. “Sakın ha, dere yataklarına yapı kondurmayın, ölürsünüz!” dediler. Dere yatağına beton kondurma iznini halk vermiş gibi.
AKP iktidarının seçilmişleri de, atanmışları da cin fikirliler ya, akılları sıra halkı suçlayarak, kendi sorumluluklarını saklayacaklar.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı açıklama yaptı, “Biz bu yılın şubat ayında o TIR otoparkının ruhsatını iptal ettik,” diye. Ama otopark işletmecisinin “iptal edilmiş” ruhsatla nasıl olup da yedi ay boyunca işini sürdürebildiğini söylemedi.

***

Merak ettiğimiz o kadar çok şey var ki…
Ayamama Deresinin “ıslah” projesini hangi yüklenici şirket üstlenip yürüttü. “Islah” denilen, fakat son sel felaketiyle “göz boyamadan” başka bir şey olmadığı anlaşılan bu “iş” karşısında şirkete ne ödendi?

Dere yatağına imar iznini hangi yerel yönetimler verdi?
Osmanlı TIR otoparkının sahibi kim? Dere yatağının yanı başına garaj kurma ruhsatını hangi yerel yönetim döneminde aldı? TIR’larının içinde can veren 13 şoförle birlikte Basın Ekspres Yolundaki 20 ölümden kim sorumludur?
Halk mı, yoksa kent yöneticileri mi?

Bu ölümler birer kaza mıdır, yoksa cinayet midir? Bir cezası, bir bedeli olmayacak mıdır? Ölenler, öldükleriyle mi kalacaklardır?
Burası neresidir? 18. yüzyılın Teksas’ı mı?

***

Ayamama bir simgedir; farkında olmayışın, farkında olmak istemeyişin, gözü dönmüşlüğün simgesidir. “Geliyorum” diyen felaketler, ölümler karşısında bile ayamamak bu kez de yoksul emekçilerin canlarına mal olmuştur. Ölenlerin tümü emekçidir, tekstil işçisi kadınlardır, TIR şoförleridir. Adına kapitalizm denen bu yağma, talan, sömürü düzeninde yaşanan yıkımlarda ölenler hep onlardır, dere yataklarına sıfır yapı konduranlar, doğayı kuşatıp tutsaklaştıranlar, suları çılgına çevirip masum ölümlere neden olanlar yaşarlar.
Ayamama Deresi bir kez daha “ıslah” edilecekmiş, edilebilir; belki gerçekten de “ıslah” olabilir. Fakat her seçimde sandığa gidip bu ölümcül düzenin sahibi partilere oy veren, bir türlü ayamayan aymazları kim “ıslah” edecektir? Allah mı?
Bu da başlı başına bir merak konusudur.


Hiç yorum yok: