Başlıktaki soruya verilecek ilk yanıt hiç kuşkusuz, “ortamın elverişliliği”dir. Başka bir deyişle terörist, şiddete başvurmaya elverişli ortamlarda ortaya çıkar. Söz konusu ortam, teröristin ortaya çıkışını kolaylaştıran koşulların bir araya geldiği “yer”dir. Bu koşulların bir araya geldiği “yer” insan istenci dışında oluşur, toplumbilimsel anlatımla “objektif/nesnel” bir ortamdır. Bu ortamın “olağan”a dönüştürülebilmesi ekonomik, sosyal, kültürel önlemleri, bu önlemlerin tümünün katıldığı uzunca bir süreci gerektirir.
Teröre ve teröristin yetiştmesine elverişli ortamları olağana dönüştürme görevi devlette, devleti yöneten siyasal erktedir. Bu erki yedi yıldır AKP elinde bulundurmaktadır; öyleyse söz konusu ortamı olağana dönüştürme görevi de kendisindedir.
Nitekim AKP bir yıl kadar önce bu görevi yerine getirme söylemiyle yola çıkmış, fakat sorunu somutlaştıramadığından tökezlemiş, yarı yolda kalmıştır.
***
Örnek oluşturması nedeniyle AKP sözcülerinin “çocuk eylemciler” konusunda iktidarın alacağı önlemlere ilişkin söylemini anımsayalım.
Yaşları 18’in altındaki “eylemciler” çocuk mahkemelerinde yargılanacaklar, ceza yasasında değişiklikler yapılacak, cezalarını çocuklara özel infaz kurumlarında çekeceklerdi.
“Demokratik açılım” sözü ortaya atıldığında alınacağı söylenen ilk önlem çocuk eylemcilere ilişkin bu düzenlemeleri içeriyordu.
Fakat nedendir bilinmez ilk rafa kaldırılan önlem paketi de bu düzenlemeler oldu.
***
Berivan adında bir çocuk 9 ekim 2009 günü Batman’da bir grubun eylemine karıştığı gerekçesiyle tutuklanarak cezaevine konuldu ve 29 aralık 2009 günü Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargıç önüne çıktı. Mahkeme o tek celsede 15 yaşındaki bu kız çocuğunu önce 13.5 yıl hapis cezasına mahkum etti, sonra cezası yaşının küçüklüğü gözönüne alınarak 7 yıl 9 aya çevrildi.
Çoçuğun o eylem sırasında taş falan atmadığını, öldürme, yaralama gibi bir olaya karışmadığı ayrıca belirtelim. İfadesi şöyle: “Caddede bir kalabalık gördüm, merak ettim ve katıldım.” Evet, hem okula giden hem de yedi çocuklu ailesine yardım için iki yıldır bir tekstil atölyesinde “ortacı” olarak çalışan kızın suçu merak sonucu gördüğü bir kalabalığa karışmak.
***
Berivan Diyarbakır E Tipi Cezaevinde yatıyor. Eğer cezası Yargıtay tarafından da onanacak olursa yıllarca orada kalacak.
Orada şiddet olaylarına karışmış, “terör” suçundan cezaya çarptırılmış ablalardan, teyzelerden “yeni şeyler” öğrenecek.
İçinde uğradığı haksızlığa karşı doğan öfkesi her gün biraz daha büyüyecek, daha önce öğrenmeyi hiç düşünmediği öğrendikleriyle öfkesi bilenecek.
22 yaşında, yaşamının yedi buçuk yılı çalınmış bir genç kız olarak özgürlüğe adımı -büyük olasılıkla- bir “militan” olarak atacak.
Bunu kesinlikle dilemiyorum.
Fakat siyasal iktidarlar yazımın ilk paragrafında sözünü ettiğim “objektif/nesnel” koşulları değişmeleri, değiştirilmeleri kendi istençlerine bağlı olan “sübjektif/öznel” koşullarla bütünlüyorlar.
Devlet erki basiretsiz politikacıların ellerinde oldukça “Terörist nasıl yetişir?” türünden sorular da yanıtları kolaylaştığı ölçüde anlamsızlaşıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder