27 Haziran 2009 Cumartesi

HESAPLAŞMA - 28.06.2009

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal, Anayasanın Geçici 15. Maddesi’nin kaldırılması ve 12 Eylül 1980 darbecilerine yargı yolunun açılmasına yönelik bir girişimde bulundu. Bilindiği gibi darbeciler, topla, tüfekle, süngüyle toplumu sandık başına gitmeye, sivil işbirlikçilerine hazırlattıkları ve işledikleri insanlık suçlarına yargı yolunu kapatmayı da içeren çağdışı bir anayasayı oylamaya zorlamışlar ve aleyhinde propagandanın yasaklandığı 1982 Anayasası yüzde 92 gibi ezici bir çoğunlukla kabul edilmişti. Oylama aynı zamanda 650 bin kişinin gözaltına alınmasını ve/veya tutuklanmasını, tüm siyasal partilerin ve 23 bin derneğin kapatılmasını, gazete, dergi ve kitap yasaklarını, aydınlara ve gençliğe karşı kıyımı, yüzlerce ölümü yaşatan Amerikancı faşist darbenin lideri Kenan Evren’in 7 yıllığına Cumhurbaşkanı seçilmesi anlamına da geliyordu.

***

Kaldırılması istenen Geçici 15. Madde üç fıkradan ibarettir.

Birinci fıkra, 12 Eylül 1980 tarihi ile 6 Aralık 1983 tarihleri arasında yasama ve yürütme yetkilerini Türk Ulusu adına kullanan Milli Güvenlik Konseyinin, bu dönemde kurulmuş hükümetlerin ve Danışma Meclisinin, her türlü karar ve tasarruflarından dolayı haklarında cezaî, malî veya hukuksal sorumluluk savı ileri sürülemeyeceğine ve bu nedenle yargıya başvurulamayacağına ilişkindir.

İkinci fıkrada, bu karar ve tasarrufları yerine getirenler ve uygulayanlar için birinci fıkraya bağlı olarak sorumsuzluk öngörülmüştür.

Üçüncü fıkrada ise, "Bu dönem içinde çıkarılan kanunlar, kanun hükmündeki kararnameler ile 2324 sayılı Anayasa Düzeni Hakkında Kanun uyarınca alınan karar ve tasarrufların Anayasaya aykırılığı" iddia edilemeyecektir.

Anayasa Mahkemesi, bu dönemde çıkan yasa ve kurallara karşı anayasaya aykırılık savıyla yapılan başvuruları bu fıkraya dayanarak incelenmeksizin reddetmektedir.

***

Bugün Kenan Evren 92, zamanın Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya 84, Deniz Kuvvetleri Komutanı Nejat Tümer 85 yaşındadırlar; Kara Kuvvetleri Komutanı Nuretin Ersin ise 87 (2005), Jandarma Genel Komutanı Sedat Celasun da 83 (1998) yaşında öldüler.

Anayasanın geçici 15.maddesi TBMM tarafından kaldırılıp da yargılanmaları söz konusu olduğu takdirde “Anayasayı tağyir, tebdil ve ilga” suçundan ömür boyu hapis istemiyle yargıç önüne çıkacaklar, fakat ilerlemiş yaşlarından ötürü cezaevine konamayacaklardır. Ne var ki yargılanıp mahkûm edilmelerinin simgesel bir değeri vardır. Toplumda demokrasiden ve özgürlükten yana olan herkes bu demokrasi ve özgürlük düşmanı faşist darbecileri kelepçeli görmek, bu ülkede işlenen hiçbir suçun cezasız kalmayacağına inanmak istemektedir.

***

Fakat kendimizi aldatmayalım, istenen olmayacaktır. Olmayacağının ilk işaretini Başbakan, CHP’nin girişimini “sulu bir şaka” diye niteleyerek vermiştir. Kendi açısından haklıdır, çünkü liderliğini yaptığı AKP 12 Eylül koşullarının bir ürünüdür. Unutmayalım, TBMM’deki partilerin ve milletvekillerinin dağılımı da, partilerin antidemokratik yapılanmaları da 12 Eylül yasaları olan Seçim Yasası ve Siyasi Partiler Yasası sayesindedir.

Medyadaki patron temsilcisi yazarlar da o bildik “12 Eylül olmasaydı bugün belki hayatta olmazdık” teranesiyle CHP’nin girişimine karşı çıkacaklardır, çünkü “büyük medya” da gelişmesini ve bugünkü gücünü 12 Eylül’e borçludur.

Bir pazar günü için iç karartıcı bir yazı oldu, biliyorum, ama dünyamız giderek kararmıyor mu zaten?

Hiç yorum yok: