27 Haziran 2009 Cumartesi

BİRLİKTE YAŞAMA İRADESİ (2) - 22.06.2009

Uluslaşma öncesi, alt ve üstyapıda feodal, yarı-feodal ilişkilerin egemen olduğu koşullarda yüzyıllardır kardeşçe yaşamış olmak, kapitalizmle birlikte farklı etnik gruplarda ulus bilincinin gelişmesine bağlı olarak “birlikte yaşama iradesinin” oluşmasının güvencesi değildir. Bir konuda irade beyanı bireysel bir davranıştır, bireylerde oluşan irade, o bireylerin ait olduğu toplumun iradesini belirler. Burada doğal ki aynı irade doğrultusunda davranan bireylerin o topluluk içinde çoğunluğu oluşturup oluşturmadıkları esastır.

Çoğumuz Kürt yurttaşlarımızın çok büyük bir bölümünün Türkiye’de Türklerle birlikte yaşamak doğrultusunda düşündükleri, bu doğrultuda davrandıkları inancındayız, inanmak arzusundayız. Fakat bu inanç, hiç kuşkusuz, Kürtlerin arasında Türkiye’den ayrılmayı düşünen, bu yolda mücadele eden kişi ve kuruluşların var olduğu gerçeğini göz ardı etmez, etmemelidir.

Sayıca az olan bir etnik topluluğun çoğunluk topluluğuyla “birlikte yaşama iradesinin” oluşması ve pekişmesinin temeli haklar ve yükümlülüklerdeki eşitliktir. Türkiye’de hiçbir birey ekonomik, sosyal, kültürel haklar bağlamında “Benim niçin yok?” sorusunu sormak durumunda bırakılmamalıdır. Fakat bırakılmıştır.

AKP hükümetinin son teşvik paketinden de görüleceği gibi 23 ili kapsayan ve 4. Bölge olarak değerlendirilen Doğu ve Güneydoğu Türkiye’nin en geri kalmış bölgeleridir. Ülkemizdeki sanayileşme düzeyinin en düşük olduğu bu 23 ilin 14’ünde yoğun bir Kürt nüfusu yaşamaktadır. Bu iller ele alındığında ortaya çok çarpıcı görüntüler çıkmaktadır.

KONDA araştırmasının verilerine bakalım:

1. Bu illerdeki nüfusun yüzde 22.81’i hiç okuma yazma bilmemektedir. İlkokulu bitirmeden ayrılan diplomasızların oranı yüzde 8.63, ilkokul mezunlarının oranı 35.34, ortaokul mezunlarının oranı yüzde 12.67’dir. Nüfusun yalnızca 1.03’ü meslek okulu mezunudur; yüzde 14.93’ü liseyi, yüzde 4..59’u da bir üniversite ya da yüksekokulu bitirmiştir. Kendilerinden özgür iradelerini oluşturmalarını beklediğimiz bu eğitim düzeyindeki nüfustur.

2. Türkiye genelinde 1-2 kişilik hanelerde yaşama oranı 15.95 iken bu oran Güneydoğuda yüzde 9.00’a düşmekte, 6-8 kişilik hanelerde yaşama oranı Türkiye genelinde 18.56 iken bu oran Güneydoğuda 34.33’e yükselmektedir. 9 ve üzeri hanelerde ise Türkiye geneli 4.55 iken Güneydoğu yüzde 16.47’lik bir oran göstermektedir. Bu koşullarda Güneydoğu’da insanların ne bireyselleşmelerinden, ne özgürleşmelerinden, ne de töre baskılarından kurtulmalarından söz edilebilir.

3. Türkiye genelinde hane başına aylık gelir toplamını 1.dilim 300 TL altı, 2. dilim 300-700 TL, 3. dilim 700-1.200 TL, 4. dilim 1.200-3.000 TL ve 5. dilim 3.000 TL üzeri olarak sınıflandıracak olursak gelir farklılığı açısından vahim bir durum ortaya çıkmaktadır. 1. dilimin payı yüzde 16, 2. dilimin yüzde 44, 3. dilimin yüzde 27, 4. dilimin yüzde 11, 5. dilimin de payı yüzde 2’dir. Buna göre Türkiye nüfusu hane olarak 1.200 TL ve altında bir aylık gelirle yaşamak durumundadır. Şimdi Güneydoğu’ya bakalım. Bu bölgede 1. dilimin payı yüzde 44.73, 2. dilimin yüzde 39.1, 3. dilimin 12.39, 4. dilimin 3.38. 5. dilimin payı 0.40’tır. Güneydoğu nüfusunun yüzde 96.2’si hane başına 1.200TL ve altında bir aylık gelirle yaşamaktadır. Bu bölgede hanelerdeki kişi sayısı göz önüne alındığında durum tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmaktadır.

Güneydoğu insanı siyasi iktidarlar tarafından a. cahil, b. bağımlı, c. yoksul bırakılmıştır. Hangi açıdan bakılırsa bakılsın, ekonomik, sosyal ve kültürel bağlamda bir eşitlikten söz etmenin olanağı yoktur.

Şimdi, Demokratik Toplum Partisi’nin TBMM’de grup kurabilmesi için 2007 genel seçimlerinde adaylıklarını koyan bağımsızların bu 14 ilde aldıkları oy oranlarına bakalım. Ağrı 24,36, Batman 39.42, Bingöl 14.28, Bitlis 21.77, Diyarbakır 47.01, Hakkari 56.24, Iğdır 40.53, Mardin 38.77, Muş 45.81, Siirt 39.51, Şanlıurfa 20.14, Şırnak 51.83, Tunceli 59.96, Van 32.60.

Hayatta toplumsal, siyasal eğilim ve davranışlar rastlantısal değildir.

Bugün yerimiz kalmadı, konuyu önümüzdeki Çarşamba günü sürdürüp kapatalım.

Hiç yorum yok: