2 Ekim 2010 Cumartesi

DEĞİŞİM VE DAYAK - 26.09.2010

Modalıların iskelelerindeki lokantaya konan içki yasağını protesto için 22 hafta boyunca eylem yaptıkları günlerin üzerinden epeyce bir zaman geçse de o sıralar yaşananlar hâlâ belleklerde. Kaçıncı haftaydı, anımsamıyorum, Başbakan o günlerde yapılan AKP Kadıköy İlçe Kongresine katılmış, bir de konuşma yapmış, Modalı eylemcileri de bu arada unutmamıştı. Bunlardemişti, dünyayı şişenin içinden görenlerdir.Semtlerindeki değişime ayak uyduramayan, ayak uydurmak istemeyen genç-yaşlı, kadın-erkek Modalılar salt yasağa, yasakçılara karşı çıktıkları için ayyaş ilan edilmişlerdi Başbakan tarafından.

Oysa içlerinde yaşamları boyunca ağızlarına tek damla alkol değmemiş insanlar da vardı aralarında.

***

Boğazkesendeki saldırı olayını duyunca aklıma Başbakanın sözleri geldi. Bir grup Tophaneli ellerinde demir çubuklar, sopalar, biber gazlarıyla semtlerindeki sanat galerilerine saldırmışlar, galerici, sanatçı, yerli, yabancı, kadın, erkek demeden önlerine kim çıkmışsa dayaktan geçirmişler, üç galerinin de camını çerçevesini yere indirmişlerdi. Kimi galericiler, değişimci saldırganların ellerinden kendilerinin ve konuklarının canlarını, sergiledikleri sanat yapıtlarını kepenklerini kapatarak zar zor kurtarmışlardı.

Görgü tanıklarının anlattıklarına göre mahalleli, galeri açılışlarına katılan kadın-erkek konukların ellerinde içki bardaklarıyla kaldırımlara taşarak semt sakinlerinin huzurunu bozmalarınabir Dur! demek gereksinimi duymuş, dünyayı şişenin içinden göreno ayyaşlara gereken dersi vermişti.

***

Yazılı ve görsel medyada köşe tutmuş değişimciler, özellikle de bunların arasındaki liberaller konuya ilişkin derin sosyolojik analizler yapıp lafı dolandırıyorlar. Oysa durum açıktır, söylenen de, söylenenin sonucu uygulanan da apaçık ortadadır.

Olay, İstanbulun ortasında gerçekleştiği, olayın mağdurları da entelektüel seçkinler olduğu için medyada kendine yer bulmuştur. Yoksa benzer olaylar özellikle İç, Doğu ve Güneydoğu Anadoluda birçok kez yaşanmış, yüzlerce içkili lokanta sahibi korkutularak, dayak atılarak, camı çerçevesi indirilerek içki satışından vazgeçirilmiştir.

***

Yiğidi öldürelim, ama hakkını da verelim. Beyoğlu Belediye Başkanı Sayın Ahmet Misbah Demircanın kentsel dönüşüm programı çerçevesinde sanatsal çalışmaları ilçe geneline yayma yolundaki çabaları desteklenmelidir. Aynı şekilde Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul Günayın Tophane olayından sonra gösterdiği duyarlılık övgüye değerdir. Fakat bunlar AKP iktidarının öngördüğü değişimin özü göz önüne alındığında kişisel çabalar, kişisel duyarlılıklar olarak kalmaktadır.

AKPnin değişimden anladığı, toplumun yaşam biçemini kendi iktidarının çıkarları doğrultusunda yönlendirmek, değiştirmektir.

İçki, toplumun Müslümanlaştırılması doğrultusunda başlıca simgelerden biridir; bu nedenle önemlidir.

Başbakan bir yandan içki içenleri, Dünyayı şişenin içinden görenler, bir başka deyişle ayyaş olarak nitelendirip kötüleyecek, sense öbür yanda tüm dünyada alışıldığı üzere sergi açılışlarında konuklarına bir kadeh içki sunacaksın, onlar da genel geçer geleneklere uyup ellerindeki kadehle kaldırıma çıkacaklar...

Sonu böyle olur.

Hiç yorum yok: