9 Aralık 2008 Salı

UTANÇ GÖRÜNTÜLERİ - 10.12.2008

Konu, bayramın ilk günü İstanbul’un birçok yerinde on binlerce yurttaşımızın katılımıyla ortaya çıkan o kanlı vahşet görüntüleri. Peşin söyleyeyim, o görüntüleri kameralarıyla kayda alan Avrupa Birliği’ne bağlı hayvan hakları, insan sağlığı gibi kurumların Türkiye’ye gönderdikleri görevlilerin izlenimlerinin dünyada nasıl değerlendirileceğinden, bu değerlendirmelerin bizi “ulusça” utandıracağından söz etmeyeceğim. Çünkü “utanç” kişiye özel bir duygudur ve başkaları adına duyulan utanç duymak utancın kaynağını ortadan kaldırmaz.

Sözünü ettiğim o görüntüleri, otoyol kenarlarını, köprü altlarını, sokak aralarını kan gölüne çeviren hayvan kıyımını, deniz ve göl kenarlarında yapılan kesimlerin suları nasıl kızıllaştırdığını, lağım sularında yıkanan kasap bıçaklarını, hayvan keserken kendilerini de kesip yaralayan vatandaşlarımızın hastane serüvenlerini, caddelerde elde bıçak kovalanan kaçak hayvanları mutlaka izlemişsinizdir televizyon ekranlarında. Bu görüntülerden utanması gerekenler kimler?

Uygarlıkla bağdaşmayan bu görüntüleri yaratanlar, sayıları on binleri bulan o insanlar, ilkellikleri ölçüsünde utanç duygusundan yoksun olduklarına göre kimlerin utanması gerekiyor her yıl yinelenen bu durumdan?

***

Görevli zabıta ekipleri vahşetin ilk gününde bu görüntülerin ortaya çıkmasında payı oldukları gerekçesiyle hepi topu 31 yurttaşımıza ceza yazmışlar. Burada sizce de bir bit yeniği yok mu? O ekipler, onlarca televizyon çalışanının, Avrupa Birliği görevlerinin kolayca erişebildikleri yasak kesim alanlarını bulamamışlar mı? Yoksa bulmuşlar, bizim haberciler aracılığıyla izlediğimiz o kanlı görüntülere doğrudan tanık olmuşlar, ama hiçbir şey yapmamışlar mı? Eğer hiçbir şey yapmadılarsa bunun nedeni nedir? Hemşerilik bağlarına, dinsel duygularına yenik düşmeleri ya da ellerine sıkıştırılan bayram harçlıkları mıdır?

Eğer on binlerce kişinin katıldığı bir yasak durumuna koca İstanbul’da müdahale edecek yetkili makam yoksa veya var da o makam görevini yerine getirmiyorsa bunun bizlerde, bu şehrin insanlarında oluşturması gereken duygu nedir? Pişmanlık duygusu değil midir?

İstanbul yıllardır, Anayasa Mahkemesi’nin kararınca “laiklik dışı eylemlerin odağı” olduğu kesinleşen dinci bir partinin temsilcileri tarafından yönetilmektedir. Bu bilindiğine göre kent yönetiminin bünyesinde görevli zabıta ekiplerinin “dinsel inanç” kaynaklı bir duruma, -o durum kanlı bir vahşete de dönüşse-, müdahale etmeleri beklenebilir mi?

***

Dinsel bağnazlık insan aklını köreltir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi de konu dinsel kaynaklı hayvan kesimi olunca aklı bir yana bırakmaktadır.

Türkiye, ne yazık ki bugün ölümcül kist hidatik hastalığının en yaygın olarak görüldüğü ülkelerden biridir. Avrupa ülkelerinde yıllık tanı ortalaması 20’nin altındayken Türkiye’de bu sayı geçen yıl 2.666 idi.

Bu parazit etçil memelilerin bağırsaklarında larva ya da otçul memelilerin iç organlarında kist olarak yaşar. Paraziti taşıyan etçil memeliler dışkılarıyla bu parazitlerin yumurtalarını dışarı atarlar. İnsanlar enfekte olmuş sebze v.s. yiyecekleri yiyerek parazitin yumurtasını alırlar. Burada otçul memeliler gibi insanlar da ara konak görevi görür. İnsan bağırsağına alınan yumurtalar burada embriyoya dönüşerek kana geçerek karaciğer v.s. organa taşınır. İnsanda kistlerin en fazla oluştuğu yer karaciğerdir.

Dolayısıyla canlı hayvan kesimlerinde işe yaramayan sakatının toprağa gömülmesi üzerinin köpeklerin eşeleyip açamayacağı biçimde kapatılması gerekmektedir. Buna dikkat edilmeden yapılan her kesim, özellikle köpeklerle haşır neşir insanların hayatı için bir tehlike oluşturmaktadır.

Akılları körelmiş yöneticiler bunları düşünürler mi?

Varın, yanıtını siz verin. Verdiğiniz yanıtta utanç mı yoksa pişmanlık mı sorusunun da karşılığı saklı olacaktır.


Yorumlar:

Merhaba sayın Deniz Kavukçuoğlu

Pano'daki yazınızı okudum da inanınız kurban bayramlarının kalkmasını istiyorum.Böyle bir bayramın olmaması gerektiğini düşünüyorum.Bu bir vahşet.Hayvanların acımasızca topluca katledilmesi bence.İhtiyacı gidermenin ,yoksula yardımın ötesinde birşey bu.Sokaklardaki görüntüleriyle ürkütücü.Anlatacak kelime bulamıyorum.Müslümanlığımdan da insdanlığımdan da utanıyorum.Tamam diğer toplumlarda da olabilir ama artık bunların aşılması gerekiyor.Böyle bir bayram olmaz.

Saygılarımla

Refika Toraman, 10.12.2008



Hiç yorum yok: