29 Ekim 2008 Çarşamba

BUGÜN BANA YARIN SANA - 29.10.2008


Diyelim, sol muhalefet yaratıcı, ufuk açıcı politikalarla toplumu kendi yanına çekip ilk genel seçimlerde iktidar oldu. AKP ise muhalefete düşmüş, kolu kanadı kırılmış, medya desteğini yitirmiş bir durumda sesini duyurmaya çalışıyor. Bilişim teknolojisi bu konuda etkili bir araç; internette ardı ardına AKP’yi, AKP’nin görüşlerini destekleyen web siteleri kuruluyor. Derken bir mahkeme karar alıp “laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğu Anayasa Mahkemesi tarafından onaylanan bir siyasi partiyi övdükleri” gerekçesiyle bu sitelere “erişimi engelliyor”. Bu arada İslami ağırlıklı faaliyetlerde bulunan binlerce site de izlenemez duruma geliyor.

Böyle bir durumda AKP’liler ve AKP yandaşı “liberaller” nasıl davranırlar? Yakınmalarını, haykırışlarını, attıkları demokrasi, özgürlük ve insan hakları nutuklarını duyar gibi oluyorum.

AKP ve yandaşları “liberaller” aynı nutukları bugün de atıyorlar. Başbakan nutuk attığı alanlarda demokrasi ve özgürlük havarisi kesiliyor, insan haklarını dilinden düşürmüyor, topluma vaatlerde bulunuyor. Oysa “onun demokrasisinin”, “onun özgürlük anlayışının”, “onun insan hakları algısının” hayatta hiçbir karşılığı yok. AKP, iktidarını yasaklarla, yasaklamalarla sürdürüyor.

Gazeteciler, yazarlar, yayıncılar yargılanıyor.

Güvenlik güçleri iktidar karşıtı her gösteride göstericilere şiddet uyguluyor. İnsanlar dövülüyor, tekmeleniyor, yerlerde sürükleniyor.

Sokakta gazete satan gençler gözaltına alınıyor, işkence görüyor, öldürülüyor. Mahkemeler bu ölümlerle ilgili yayınlara yasak koyuyor. Kimse nedenini, niçinini bilip öğrenmesin diye.

Yurttaşın yiyip içme gibi en doğal haklarına kısıtlamalar getiriliyor, dinlenme evlerine, lokantalara içki yasakları konuyor.

Bunlara karşı çıkan yurttaşlar Başbakan tarafından azarlanıyor.

Yüz binlerce internet kullanıcısının iletişim özgürlüğü bir anda ellerinden alınmış; sorumlu mevkideki Ulaştırma Bakanı bu haberleşme özgürlüğü ihlaline bir çözüm getireceğine yasaklamaya sahip çıkıyor. “Zararlı yayın yapan siteler faaliyetlerine son vermedikleri sürece bu yasaklar sürecek,” diyor.

Bugün “demokratik” geçinen fakat YouTube, Geocities, Blogspot gibi internet sitelerinin yasaklı olduğu tek ülke Türkiye; Binali Yıldırım böyle bir ülkenin Ulaştırma Bakanı olmaktan hiç sıkıntı duymuyor.

Bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin 85. Kuruluş yıldönümü. Cumhuriyet, tüm ülkede görkemli törenlerle kutlanıyor. Özellikle AKP yönetimindeki kentlerde törenlere belediye desteği çok yoğun; AKP, Cumhuriyet’e sahip çıkar gibi yaparak “laiklik karşıtı eylemlerin odağı” olma lekesini çıkarmaya çalışıyor.

Ne var ki kafa aynı kaldığı sürece bu çabalar göz boyamadan ileri gitmiyor.

21. yüzyılda Cumhuriyet, laiklik, demokrasi, özgürlük, insan haklarına saygı gibi kavramları da içeriyor. Bu kavramlar hayata geçmeden Cumhuriyet, “Cumhuriyet” olamıyor. Malzeme boya tutmuyor.

Her şeye rağmen vazgeçmemek gerekiyor.

Cumhuriyet’in 85. Yıldönümünü “Bugünlere nasıl geldik?” sorusuna yanıtlar arayarak anlamlandıralım.

Düşünelim.

Öyle gereksinimimiz var ki düşünmeye.

Nice Cumhuriyet yıldönümlerine erişmek dileğiyle.

(dkavukcuoglu@superonline.com) (www.denizkavukcuogluyazilari.blogspot.com)

Hiç yorum yok: