5 Ocak 2010 Salı

KOZMİK İŞLER - 30.12.2009

Sivil yargıç ve savcıların Seferberlik Tetkik Kurulu Karargâhında yaptıkları onlarca saat süren incelemeler kamuoyunun dikkatinin bilinen adıyla Özel Harp Dairesi’ne yönelmesine neden oldu. Bu birim ne zaman ve hangi amaçla kurulu, anımsayalım.

Dünkü Cumhuriyet’te de yer aldığı gibi, “Bu birim Soğuk Savaş döneminde Türkiye’nin olası bir Sovyet işgaline karşı, işgal altında direnişin gerçekleştirilmesi amacıyla ABD’nin önerisiyle kuruldu. Kurulduğu dönemde 14 ayrı bölgede Seferberlik Tetkik Kurulu olarak teşkilatlandırılan birim, daha sonra sayısı 22’ye çıkarılarak Seferberlik Bölge Başkanlıkları’na dönüştürüldü. Yoğun olarak etnik çeşitliliğin bulunduğu ve yabancı istismarına açık bölgelerde konuşlandırılan birimlerin görev tanımında da değişiklik yapıldı. Bir önceki Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt döneminde yapılan değişiklikle, ‘olası bir düşman işgaline karşı gayri nizami harp tekniklerini planlamak ve savaş zamanında bunları uygulamak’ olan görev tanımı, ‘psikolojik, siyasi ve ekonomik iç ve dış savaş tehdidini’ de kapsayacak şekilde genişletildi.”

1950’li yıllarda günümüzdeki Milli Güvenlik Kurulu’nun işlevininkine benzer işlevler yüklenmiş olan Yüksek Savunma Kurulu’nun aldığı bir karar çerçevesinde, 27 Eylül 1952'de Milli Avcı Birlikleri’nin bir şubesi olarak kurulan birim şimdiki Özel Kuvvetler Komutanlığı içinde bir oluşum olarak faaliyete başladı. 1948 yılında ABD'ye “özel harp stratejileri eğitimi” için 1948 yılında Amerika Birleşik Devletleri’ne gönderilmiş 16 subay bu birimin çekirdeğini oluşturdu. Bu subaylar arasında yer alan Ahmet Yıldız, Alparslan Türkeş ve Faruk Ateşdağlı’yı 27 Mayıs 1960 darbesini gerçekleştiren subaylardan olduklarını, Turgut Sunalp’ın ise 12 Eylül 1980 sonrası kurulan “darbe yandaşı” Milliyetçi Demokrasi Partisi’nin kurucusu ve genel başkanı olduğunu biliyoruz.

***

Kamuoyunda Özel Harp Dairesi olarak bilinen bu birimin ilk eyleminin ülkemiz için bir yüz karası olan 6-7 Eylül 1955 Olayları’nın planlayıcısı olduğunu bu birimde o dönem üsteğmen olarak görev yapan, yıllar sonra da Kurmay Başkanlığına getirilen Milli Güvenlik Kurulu eski Genel Sekreteri Em. Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu’ndan öğreniyoruz: “6-7 Eylül de bir Özel Harp işidir. Muhteşem bir örgütlenmeydi. Amacına da ulaştı.”

1978'de Bülent Ecevit, başbakan olarak Sarıkamış'a gittiğinde Tümen Komutanı olan Sabri Yirmibeşoğlu Orduevi'nde kendisine ve eşine bir yemek vermişti. Ecevit, Özel Harp Dairesi’ne bağlı “sivil örgütte” görev alan bazı kişilerin terör olaylarında yer aldığından kuşkuluydu. Bu nedenle Komutandan bilgi almaya çalışıyordu. Yirmibeşoğlu "Kuşkularınız yersiz" deyince Ecevit şunu sordu: "Farz-ı muhal, buradaki MHP il başkanı, aynı zamanda Özel Harp Dairesi'nin sivil uzantısındaki gizli elemanlardan biri olamaz mı?" Yirmibeşoğlu bu soruyu doğruladı: "Evet, öyledir ama kendisi çok güvenilir, vatansever bir arkadaşımızdır." (Bülent Ecevit, DSP, 1991, s. 43)

Sevgili okurlar, Em. Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu’nun bu “kurumsal vatansever” arkadaşının kim olduğunu sanırım merak etmişsinizdir. Bir ipucu vereyim: Bu “vatansever”in adına Abdi İpekçi’nin öldürülmesi ve Mehmet Ali Ağca’nın cezaevinden kaçırılması olaylarında rastladık; o dönem “Doğu’nun Başbuğu” olarak anılıyordu. Altı yıl cezaevinde kaldı. Daha ayrıntılı bilgi Süleyman Genç’in “Kuşatılan Devlet Türkiye” adlı kitabından alınabilir.

***

Kimi dostlar “Türk gladyosu” olarak da anılan Özel Harp Dairesi’nde yapılan arama ve incelemeleri Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı girişilen bir saldırı olarak değerlendiriyorlar. Keşke bu incelemeler AKP iktidarı öncesi yıllarda yapılabilseydi. Ya da Türk Silahlı Kuvvetleri bu birimin geçmişte demokrasi, özgürlük ve insan hakları karşıtı eylemlerini eleştirel bir anlatımla bizzat açıklayıp bu birimi lağvettiğini kamuoyuna duyurarak, toplumu kuşku ve korkularından, kendisini de de töhmet altında kalmaktan kurtarsaydı. Bizi de 2010’un arifesinde bu kozmik işlerden…





Hiç yorum yok: