25 Ocak 2009 Pazar

“GÜZ SANCISI”NDAN HUKUK SANCISINA - 25.01.2009

Yılmaz Karakoyunlu’nun “Güz Sancısı” romanından yönetmen Tomris Giritlioğlu tarafından sinemaya uyarlanan aynı addaki film geçen hafta vizyona girdi. Henüz filmi görmedim, fakat görenler övüyorlar. Bir aşk öyküsüyle de renklendirilmiş filmin 6-7 Eylül 1955 günlerinde yaşanan olayları mükemmele yakın bir gerçeklikte yansıttığı söyleniyor.

“6-7 Eylül” bizim yakın tarihimizde, özellikle de İstanbullular için çok önemli bir olaydır; İstanbulluların yüreklerinde derin ve bugüne kadar kapanmayan yaralar açmıştır.

Çok yazılıp söylenmiştir, ama bir not da biz düşelim: O iki günde Milli Eğitim Bakanlığının resmi verilerine göre, İstanbul’da ilk, orta ve lise derecesinde 32 Rum ve 8 Ermeni okulu tahrip edilmişti. İstanbul’da mevcut olan 74 kilisenin 70’i yakılıp yıkılmıştı. Kiliseler dışında bir Havra, 8 Ayazma, 2 Manastır, 3 bin 584’ü Rumlara diğeri Ermeni ve Musevilere ait 5 bin 538 gayrimenkul tamamen yakılıp yıkılmış, içindeki mal ve eşya yağmalanmıştı. Olaylar salt İstanbul ile sınırlı değildi;
İzmir’de Yunan konsolosluğu ile Fuardaki Yunan pavyonu ve Yunan kilisesi tamamen yakılmış, sahildeki iki Rum motoru batırılmıştı. Olaylarda 3 Rum canını yitirmiş, bir Ortodoks papazı zorla sünnet edilmişti. Olaylarda iş öylesine çığırından çıkmıştı ki o dönem Demokrat Parti milletvekili olan Rum kökenli Aleksandros Haçopulos’un evi bile yağmalanmıştı.

***

6-7 Eylül Olayları devlet tarafından planlanmış, “derin devlet” tarafından yürütülmüş bir harekâttı. Gerçeği karartmak amacıyla önce bir “komünist girişimi” olarak gösterilip Aziz Nesin, Hasan İzzettin Dinamo, Müeyyet Boratav, Kemal Tahir, Asım Bezirci, Hulusi Dosdoğru ve daha birçok solcu aydın tutuklanmıştı. Sanıklar Harbiye hücrelerinde aylarca yattıktan sonra Sıkıyönetim Mahkemesi’ne çıkarılmışlar, fakat tüm çabalara rağmen aleyhlerinde yeterince delil imal edilemediğinden serbest bırakılmışlardı.

27 Mayıs 1960 Devrimi’nden sonra Yassıada’da kurulan Yüksek Adalet Divanı’nda başta Başbakan Adnan Menderes olmak üzere 11 Demokrat Parti yetkilisi 6-7 Eylül olayları nedeniyle de yargılanmışlardır.

Anımsayalım: Bu olaylar, 6 Eylül günü DP’li Mithat Perin’in sahibi olduğu İstanbul Ekspres Gazetesi’nin saat 16.00 civarında satışa çıkan 2. Baskısında manşetten verilen Gökşin Sipahioğlu’nun, “Selanik’te Atatürk’ün evine bomba atıldı!” haberi üzerine başlamıştı. Bu bir işaretti; bu işaretle birlikte daha önce İstanbul’un çevresindeki varoşlarda örgütlenen başıbozuk kitleler harekete geçirilmiş, bu tür işler için “derin devlet” tarafından kurdurulmuş birtakım derneklerin yöneticileri tarafından Rum ev ve işyerlerinin yoğun olarak bulundukları bölgelere yönlendirilmişti. Çekiçli, kazmalı, balyozlu kalabalıkların işi çok kolaydı, çünkü yakıp yıkacakları yapılar, evler, mağazalar, dükkânlar önceden işaretlenmişti.

6 ve 7 Eylül 1955 toplumumuzun alnına devlet tarafından çalınmış kara bir utanç lekesidir.

***

Aradan yıllar geçecek, Emekli Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu, Tempo Dergisi’nin 9-15 haziran 1991 tarihli 24. Sayısında Fatih Güllapoğlu ile yaptığı bir söyleşide “6-7 Eylül bir Özel Harp işiydi, ve muhteşem bir örgütlenmeydi, başarıya da ulaştı,” diyerek derin devletin hakkını teslim edecektir. Bu örgütlenme çerçevesinde Atatürk’ün Selanik’teki evine bomba atan o zamanki Türk genci ve şimdiki yüksek bürokratın adı da bellidir, en az 37 kaynakta belirtilmiş, hatta olay sonrasında Yunanistan’da yargılanıp mahkûm olmuştur.

Ne yazık ki biz adını yazamıyoruz, daha önce bir kez yazdık, bize 1.5 milyar TL tazminata mal oldu, çünkü bu zat Yassıada’daki o temyizi olmayan “olağanüstü” mahkemede aklanmış bir kez! Yaşadığımız şu Ergenekon günlerinde aklıma bir soru takılıyor: Suçluları koruyan bu sancılı hukuk düzeninde “derin devlet”e ulaşmak olası mı?

------------

Okur Yorumu:

Rahatsız ettiğim için özür dilerim. Bugünkü yazınızda (fakat görenler

övüyorlar) açıklaması beni çok üzdü. Filmin senaryosunu yazan Ethem Mahcupyan, namı diğer ikinci cuhuriyetçi. Filimde, EOKA ÖRGÜTÜ YOK, Türklerin kılına da dokunulmuyor. Olaylar yapanlar da sadece ünüversite öğrencileri. Bukadar yanlı olan bir filmi nasıl beğenmişler .anlayamadım. saygılarımla ,

Seçuk Kayatunç, 25.01.2009

-------------

hay aalh.. yine halk dusmani, darbeci memur avukatligi yapcam diye gulu gulu dansindamisin.. debelene dur..

Adnan Soysal, 26.01.2009


1 yorum:

Adsız dedi ki...

Sayın Kavukcuoğlu,
eğer 25.01.2009 günü Habertürk kanalında yayınlanan TEKE TEK ÖZEL programını izleme olanağı bulabilirseniz, bu makalenizde ne kadar çok yanlış bilgi verdiğinizi saptayabilirsiniz.

Saygılar,