Türkiye sosyalizminin büyük önderlerinden Dr. Hikmet Kıvılcımlı’yı 38 yıl önce bugün yitirdik. Belgrad’ta bir hastanede yaşama gözlerini yumduğunda 69 yaşındaydı. Kanser hastasıydı, o durumda, 12 Mart Darbesi sonrasında yayımlanan “ilk yakalanacaklar” listesinde adının bulunduğunu öğrenince faşist cellâtların eline düşmemek için yurtdışına çıkmış, Suriye’den başlayarak birkaç ülke dolaştıktan sonra o zamanki Yugoslavya’nın devlet başkanı Mareşal Tito’nun yardımıyla yaşamının son günlerini yaşayacağı Belgrad’daki hastaneye yatırılmıştı.
1902 Priştina doğumlu, Balkan Savaşları sırasında gelip Aydın’ın Kuşadası ilçesine yerleşen göçmen bir ailenin çocuğudur. Anadolu’nun işgali sırasında, 17 yaşındayken Aydın yöresindeki Kuvayı Milliye örgütlenmesine ve Yörük Ali Efe Çetesi’ne katılmış, 1920 yılında “Köyceğiz yöresi Kuvayı Milliye Askeri Kumandanlığı”na seçilmiş, aynı yılın sonunda ailesi İstanbul’a göç edinceye kadar bu görevini sürdürmüştür.
***
Hikmet Kıvılcımlı sosyalizm ile İstanbul Tıp Fakültesi’ndeki öğrencilik yıllarında tanışıp örgütlü savaşıma katılmıştır. 1925 yılında gerçekleştirilen Türkiye Komünist Partisi’nin 2. Kongresi’nde gençlik örgütlenmesinden sorumlu Merkez Komitesi üyeliğine seçilmiştir. Şeyh Sait İsyanı nedeniyle 1925 yılında çıkarılan "Takriri Sükun Yasası" kapsamında tutuklanmış ve 10 yıl kürek cezasına çarptırılmışsa da bir yıl sonra ilan edilen bir aftan yararlanarak, tahliye olmuştur. 1927 sonlarında başta Vedat Nedim Tör olmak üzere dönemin döneklerinin partiyi polise ihbar etmeleri sonucu parti kadrolarıyla birlikte o da tutuklanmış, 3 aylık hapis cezası almıştır. Cezasını çektikten sonra 1929 yılı toplu tutuklanmalarında yeniden içeri alınmış, bu kez 4,5 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır.
***
Hikmet Kıvılcımlı sosyalizm ile İstanbul Tıp Fakültesi’ndeki öğrencilik yıllarında tanışıp örgütlü savaşıma katılmıştır. 1925 yılında gerçekleştirilen Türkiye Komünist Partisi’nin 2. Kongresi’nde gençlik örgütlenmesinden sorumlu Merkez Komitesi üyeliğine seçilmiştir. Şeyh Sait İsyanı nedeniyle 1925 yılında çıkarılan "Takriri Sükun Yasası" kapsamında tutuklanmış ve 10 yıl kürek cezasına çarptırılmışsa da bir yıl sonra ilan edilen bir aftan yararlanarak, tahliye olmuştur. 1927 sonlarında başta Vedat Nedim Tör olmak üzere dönemin döneklerinin partiyi polise ihbar etmeleri sonucu parti kadrolarıyla birlikte o da tutuklanmış, 3 aylık hapis cezası almıştır. Cezasını çektikten sonra 1929 yılı toplu tutuklanmalarında yeniden içeri alınmış, bu kez 4,5 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır.
Bu davanın duruşmasında savcıya, "4 yıl kızıl bir profesör olmak için yeterli zamandır" dediği bilinir. Bu sürenin bitmesine çok az kala, yine bir aftan yararlanarak özgürlüğüne kavuşur. Bu yıllarda parti adına yayımladığı Kıvılcım dergisinin adını kendine soyadı kabul eder. Kıvılcım dergisi adını Lenin'in Iskra'sından (Kıvılcım) almıştır.
1935 yılında Marksizm Bibliyoteği ve Emekçiler Kütüphanesi'ni kurmuştur. Bu çerçevede yayımladığı kitaplar üzerindeki baskıların şiddetlenmesine yol açmıştır. 1938 yılında “Donanma Davası”ndan tekrar tutuklanır, savcıya ellerinde delil olmadığını söylediğinde şu karşılığı alır: "Biz, Dr. Hikmet için delil arayacak kadar saf değiliz!" Dava sonunda yayımladığı “kitapların erbaşlar tarafından okunup benimsendiğinden ve bu hal ileride Donanmanın disiplinini sarsıcı mahiyette görülmüş olduğundan, kanaat'i vicdaniye'i tamme ile..." 15 yıl hapis cezası alır, 12 yıl yatar.
7 Ekim 1954'de Vatan Partisi'ni kurar ve "Vatandaş" gazetesini yayımlanmaya başlar. 1957 seçimlerine hazırlanırken İstanbul'da düzenlenen, İlgi uyandıran seçim mitinglerinden rahatsız olan Menderes Hükümeti'nin emri üzerine Vatan Partisi kapatılır. Yöneticileri işkenceden geçirilir, tutuklanır.
Kıvılcımlı 1965 yılında Tarihsel Maddecilik Yayınları'nı kurmuş, 1967 yılında da Sosyalist Gazetesi’ni yayımlamaya başlamıştır. 1960'lı yılların sonunda Türk Solu ve Aydınlık dergilerinde yazıları yayımlanmıştır. Marksizm’in kuram ve pratiğine ilişkin 38 kitabı bulunan Dr. Hikmet Kıvılcımlı’nın yaşamının 22 yılı cezaevlerinde geçmiştir. O hem bir düşün adamı, hem kararlı bir örgütçü, hem de egemenler karşısında dik duruşundan hiç ödün vermemiş bir sosyalizm neferidir.
***
Hikmet Kıvılcımlı’nın en belirgin özelliği evrensel bir dünya görüşü olan Marksizm’i özümserken, özümsediğini bu topraklardan besleyerek zenginleştirmesini bilen, ayakları kendi topraklarına basan bir Türkiye sosyalistidir, örnek bir kişiliktir.
***
Hikmet Kıvılcımlı’nın en belirgin özelliği evrensel bir dünya görüşü olan Marksizm’i özümserken, özümsediğini bu topraklardan besleyerek zenginleştirmesini bilen, ayakları kendi topraklarına basan bir Türkiye sosyalistidir, örnek bir kişiliktir.
Büyük ustayı, değerli yoldaşımı saygıyla, özlemle anıyorum.