10 Ekim 2009 Cumartesi

MERAK EDİYORUM - 07.10.2009


Olayı duymuşsunuzdur. Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Şenlik köyü mezrasında koyun otlatan 13 yaşındaki bir kız çocuğu bedenine isabet eden, “ne olduğu bilinmeyen” bir nesneyle parçalandı, öldü. Basında önce “ne olduğu bilinmeyen” patlayıcı nesnenin mezranın yakınında bulunan Tabantepe Taburu’ndan atılan bir “havan mermisi” olduğuna ilişkin haberler yer alsa da bu haberler asker tarafından yalanlandı.
Daha sonra PKK’nın döşediği bir “mayın” dendi; fakat yapılan incelemelerde mayın patlamasının açtığı bir çukura rastlanmaması, çocuğun bedenindeki ölümcül hasarın karında meydana geldiği, bacaklarının parçalanmamış olması vb nedenlerle bu olasılık da ortadan kalktı.
Uzmanlar, ölümün bomba ya da mayın gibi bir patlayıcıyla oynanması sonucu olasılığının da bulunmadığını, çünkü el ve kollarda ölümcül hasar saptanmadığını söylüyorlar.
Geriye çocuğun karnına bir ağır silah mermisinin isabet etmesi sonucu öldüğü olasılığı kalıyor.
Öyleyse bu mermi kimin tarafından atıldı?
Merak ediyorum.

***

Bir PKK baskını mı? Olayın gerçekleştiği Şenlik Köyü mezrası askeri Yayla Karakolu’na 10, Abalı Karakolu’na 12, Tabantepe Taburu’na 3 kilometre uzaklıkta. Dolayısıyla bölge Türk Silahlı Kuvvetlerinin kontrolünde ve herhangi bir güvenlik sorunu olmaması gerekiyor.
Ayrıca olay gündüz vakti gerçekleşiyor; askerin görüş mesafesinde ve güpegündüz bir PKK baskını söz konusu olabilir mi?
Sanmıyorum.
Ceylan Önkol’un cesedi tam 6 saat ortada kalıyor; Lice savcısı, “güvenlik gerekçesiyle” olay yerine ancak üç gün sonra gidiyor!
Sayın savcıya tamamen askerin denetiminde olan bir bölgede güvenlik olmadığı bilgisini kim veriyor?

Kim savcının Şenlik Köyü mezrasına gelmesini, yerinde ve zamanında incelemelerde bulunmasını istemiyor?

Kim olay yeri inceleme tutanağının tutulmasını delillerin usulünce toplanmasını istemiyor?
Merak ediyorum.

***

Diyarbakır’da tam donanımlı bir Adli Tıp Merkezi varken çocuğun cesedi Abalı Karakolu’na götürülüyor, nizamiyede “bir stajyer hekim ve temizlik işçileri” eşliğinde “otopsi” yapılıyor. Cesedin Adli Tıp Merkezi’ne götürülmemesinin nedeni nedir?
Buna kim karar verdi? Cesedin Diyarbakır’a götürülmesini kim istemedi?
Merak ediyorum.
***

Ceylan Önkol 13 yaşında bir Kürt kızıydı. Bu toprakların çocuğuydu, bizim çocuğumuzdu.
Öldürüldü.
Neyle ve nasıl öldürüldüğü 28 eylülden bu yana geçen 16 günde açıklığa kavuşmadı. Bir görev ihmaliyle mi karşı karşıyayız? Yoksa bu cinayetin açıklığa kavuşmasını istemeyenler mi var? Varsa kimler?
Merak ediyorum?
Medya niçin alçakça bir cinayete kurban giden Münevver Karabulut’un katillerinin peşine düştüğü gibi bu cinayetin faillerinin de peşine düşmüyor? Olayın aydınlanması için aynı çabayı göstermiyor? Göstermemesi için bir neden mi var?
Merak ediyorum.





Hiç yorum yok: