9 Mart 2009 Pazartesi

CUMHURİYET YAZARI OLMAK - 08.03.2009

Cumhuriyet yazarı olmak kolay değildir. Dikkatli bir okur olarak bu kısa cümlede kendimize çıkardığımız o övünç payını görünce dudak bükmüş olabilirsiniz. Yapmayın, dudak bükmeyin, sonuçta medya dünyamızda tek kalmış bir gazetenin okuru olmaktan gelen ayrıcalıklı konumdan size de düşen haklı bir övünç payı yok mu?

Nedir Cumhuriyet yazarı olmak? Cumhuriyet yazarı olmak her şeyden önce Türkiye’nin aydınlık geleceğine inançlı olmak demektir.

Kurtuluş Savaşı’nın ve Kuruluş Savaşımı’nın devrimci geleneğine sahip çıkmak demektir.

Aydınlanma Devrimleri’ne inanmak, bu devrimleri sürdürmeye kararlı olmak demektir.

Tutarlı bir antiemperyalist, tutarlı bir ulusal bağımsızlıkçı olmak demektir.

Cumhuriyet yazarı demokrattır.

Cumhuriyet yazarı laiktir.

Cumhuriyet yazarı özgürlükçüdür.

Cumhuriyet yazarı çoğulcudur.

Cumhuriyet yazarı yurtseverdir.

Cumhuriyet yazarı Türkiye’nin, “resmi dili Türkçe olan üniter yapıda bir ulus-devlet” olarak varlığını sürdürmesini savunur. Bununla birlikte bu ülkede yaşayan ve farklı etnik kökenlerden gelen yurttaşların dillerini, kültürlerini özgürce geliştirmelerinden yanadır.

Cumhuriyet yazarı toplumdaki farklı dinlerden, farklı mezheplerden gelen yurttaşların inanç ve ibadet özgürlüklerini, demokratik hak ve taleplerini tutarlılıkla savunur.

Cumhuriyet yazarı ilkelidir, ilkelerinden ödün vermez.

Cumhuriyet yazarı muhaliftir; kendisine sunulan iktidar nimetlerine karşı aşılıdır.

Cumhuriyet yazarının inançları, ilkeleri onu Cumhuriyet ailesinin bir ferdi yapar, bütünleştirir.

Ne var ki bu bütünlük tek sesli bir koro değildir; yukarıda saydığımız ilkeler -buna kırmızıçizgiler de diyebiliriz- çerçevesinde her Cumhuriyet yazarı genelin eğilimlerine karşı düşse de düşüncelerini açıklama, yazma özgürlüğüne sahiptir.

***

Arkadaşımız Mustafa Balbay inançlı, ilkeli bir Cumhuriyet yazarıdır. Fakat iki gün önce “Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs” gibi insanın kanını donduran bir iddiayla tutuklanarak Metris Cezaevine konmuştur. Aramızdan çekilip alınmıştır. Mustafa Balbay’ın tutuklanması, özellikle de ona yöneltilen suçlama kendisini yakından tanıyan biz, Cumhuriyet yazarları için derin bir öfke nedenidir.

Bu yazıyı Cumartesi günü (dün) saat 9.00’da yazmaya başladım. Bir an önce bitirip gazeteye gönderdikten sonra saat 11.00’de Bursa Kitap Fuarı’ndaki Cumhuriyet Kitapları standına yetişeceğim.

Bugün bizim dayanışma günümüz. Mustafa Balbay özgür olsaydı o da Bursa’da olacak ve saat 14.30’da “Yerel Seçimlere Doğru Türkiye” başlıklı bir konferans verecekti.

Doğal ki onun yerini boş bırakmayacağız, Bursa’da bulunan ve İstanbul’dan gelecek geniş bir Cumhuriyet yazarları kadrosuyla onu temsil edeceğiz. Ve Cumhuriyet standında onun adına kitaplarını imzalayacağız.

Okur Yorumları:

Sayın Kavukcuoglu,
Bu günkü yazınız Cumhuriyet yazarının ilkeli olduğu üzerine. Ben de size bir kaç gündür sorduğumu yineleyerek TRT 6 konusundaki sizin ve sizin gibi düşünlerin görüşlerini ilke bağlamında dikkatinize sunacağım:
"resmî dili türkçe olan üniter yapıda" devletin -öteki etnik grupların dillerini bir yana bırakarak- kürtçe -belki de kürtçenin bir lehçesi- yayın yapan bir televizyon kanalı açmasını hangi ilke ile bağdaştırabiliyorsunuz? Lütfen açıklayın ya da bu konuda bütün yazdıklarınızın temelsiz palavradan başka bir şey olmadığını benimle birlikte kabul edin.


Saygılarımla.


Ekrem A.
Emekli Öğretim Üyesi








Hiç yorum yok: